29♾️

73 17 6
                                    

🍁

"İndir beni hemen yoksa ısırırım!"

Namjoon eşini kucağına almıştı ve eve doğru yürüyordu. Etrafa rezil olduğunu düşünen Seokjin ise eşinin bu umursamazlığı karşısında sakin kalamıyordu. Namjoon gülerken onunla uğraşmayı gerçekten sevdiğini fark etti. Belki de onu daha fazla utandırmalıydı. "Hadi canım, kıyamazsın sen bana."

"Seokjin'den bahsediyoruz. Seni düşüneceğini sanmıyorum." Hemen arkalarından gelen Hoseok konuşmasının ardından gülmüştü. İkilinin önüne geçerek geldikleri evin kapısını açtı ve eşlerin geçmesi için yol verdi. Peşlerinden kendisi de girdiğinde hep beraber oturma odasına geçmişlerdi. Namjoon sonunda eşini koltuğa bırakıp yanına oturduğunda Seokjin homurdandı.

"Ne geçti şimdi eline? Yürüyemiyor muyum ben?" Namjoon ona döndü ve sorusunu cevapladı. "Kurdum istiyor, bende yapıyorum omega."

Seokjin anlık olarak afalladı. Günlerdir kafasını kurcalayan sorunun cevabını bulmuş gibiydi. Bu kötü hissetmesini sağlarken yine de sakince mırıldandı. "Kurdun söylemese yapmayacaksın yani?"

Namjoon şaşırdı. Eşinin böyle bir çıkarım yapmasını beklemiyordu. Günlerdir içinde bir şeyleri dert ettiğini biliyordu ama ne olduğunu sormaya hiç cesaret etmemişti. Seokjin her ne kadar duygularını dışa vurmayı sevse de onlarca katını da içinde tutan birisiydi. Eşinin gerginliğini almak istercesine cevap verdi. "Öyle bir şey yok. Zaten kurdumla her zaman aynı şeyleri düşünüyoruz. Yani ben istediğim için yapıyorum."

Seokjin bu cevabı yeterli bulmadı. Bir kaç saniye düşündü. Kurdu mutluydu, farkındaydı ama emin olamadığı noktalar vardı. "Namjoon..." Lafı dolandırmadan direkt sormayı seçti. "Beni kurdun sevdiği için mi seviyorsun? Sonuçta sen senelerdir aşık olduğun adamın acısını çekiyorsun. Fakat eş olduğumuzdan beri dibimden de ayrılmıyorsun. Nasıl bu kadar kolay unutabilmiş olabilirsin?"

Namjoon ne tepki vereceğini bilemedi. Günlerdir eşiyle uğraşırken onu mutlu etmek yerine huzursuz ettiğinin farkında değildi. Kendisiyle eş çıktığından beri eski aşkı aklına gelmiyordu. Hatta neredeyse her gün aklını kurcalayan kişi günlerdir zihninde değildi. Seokjin ile eş olduktan sonra eski aşkına dair hiçbir şey kalmamıştı sanki hayatında. Yine de dışarıdan bakıldığında eşi haklı gözüküyordu. Ona göre aniden kendisi değişmiş gözüküyordu.

"Seokjin..." İkna eden bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Seninle eş çıktıktan sonra tek bir an bile aklıma gelmedi. Seninle olmayı,  mutlu olmayı o kadar sevdim ki bundan sonra da aklıma gelecek kişi o değil, kesinlikle sen olacaksın. Evet, aniden gerçekleştiği için şüphelerin olabilir ama sana yemin ederim kalbimde ve aklımda sadece sen varsın. Yaptıklarım kurdumun da mutlu olmasını sağlıyor ama işin temelinde bende mutlu oluyorum. Anlıyor musun?"

Seokjin rahatlamış bir ifadeyle gülümsedi. İçinde kalan şüpheler bir bir dağılırken gözlerini yere çevirdi. Namjoon'u eş olarak değilde bir arkadaş olarak da tanıdığından onun asla yalan söylemediğini biliyordu. Bu yüzden konu ne olursa olsun güvenilir bir insandı eşi. Şimdi söylediği şeyler ise yeniden utanmasını sağlamıştı. Yanaklarının hafiften yandığını hissettiğinde ise başını çevirdi. Namjoon hafifçe güldüğünde oturduğu yerden kalktı ve eşinin yanına oturdu. "Belki de bizim yeniden doğuşumuz şu an gerçekleşiyordur?"

Bir kaç saniye düşünen omega, alfasının kucağına yatarken bacaklarının bir kısmını koltuktan sarkıtmıştı. "Çiçeğin anlamı dışında hiçbir şey bilmiyorsun değil mi?" Namjoon elini eşinin başına koyup okşamaya başlamadan önce omuz silkti. "Eşlerin hayatını etkileyen bir çiçek değil o yüzden çok umursamadım."

"Anlatmamı ister misin?" Seokjin istekle sorduğunda Namjoon onaylamıştı. Ortalıktan çoktan kaybolmuş olan Hoseok sayesinde başbaşa kalan ikili rahat bir şekilde konuşmalarını sürdürdü. Bir kaç saat önce halletmeleri gereken bir vahşet varken şu an başbaşa huzuru tadıyorlardı.

"İyi ki hayatımızı etkilemiyor çünkü mutlu bir hikayeleri yok." Seokjin naif bir sesle konuşmaya başladığında ikili tüm gece sürecek bir konuşmaya dahil olduklarının farkında değildi.

~

Zambak Çiçeği Hikayesi

Gökte parlayan ilk yıldız o gecede yeryüzüne kucak açmıştı. Akşamları diğer arkadaşlarından önce ortaya çıkan bu yıldız, gezegeni bütünüyle izliyordu. Türlü olaylara erkenden şahitlik ediyor olmak hoşuna gidiyordu.

Bir gün yine yeryüzünü incelerken dikkatini bir şey çekti. Bir kaç gün önce bir insanın ezerek geçmesi sonucu ölen bir çiçek, o gün yeniden hayata kavuşmuştu. Hem de sapasağlam bir şekilde.

Gördüklerine başta inanamayan yıldız merakına yenik düştü ve diğer arkadaşları ışık saçmaya başlamadan önce çiçekle iletişim kurdu. Öğrendiği ilk şey ise türü olmuştu.

Zambak çiçeği.

Yeniden doğuşun simgesi.

Bir kaç hafta boyunca birbirlerini uzaktan gözlemlediler. Konuşmayı devam ettirdiler ve bir süre sonra birbirlerinden hoşlanmaya başladılar. İkisi de her gün akşam olmasını bekliyor, buluştukları o kısacık anda çok fazla mutlu oluyorlardı.

Eğer diğer yıldızlar bu ikisini öğrenseydi, onunla dalga geçecek ve bu aşkın imkansız olduğunu söyleyeceklerdi. Çoktan aşık olmuş olan yıldız ise bunu zaten bildiğinden defalarca duymak istemedi ve bu konuşmayı herkesten saklamak istedi.

Günler günleri kovalarken kış geldi. Gökyüzünü saran koca bulutlar yıldızın ve çiçeğin aşkına engel oldu. Birbirlerini artık göremeyen ikili ise kedere boğulur oldu. Yeryüzünü kar kaplamaya başladığında zambak çiçeği daha fazla acı çeker oldu.

Soğuktan defalarca ölmüş olsa bile yıldızı son bir defa görebilme umuduyla dirilmeye devam etti. Gittikçe tükendiğinin farkında olmayan bu çiçek, son dirilişinin ardından akşamı beklerken beklemediği bir şey oldu. Yanından geçen rastgele bir insan kendisine uzandı ve onu dalından kopardı.

Canı çok fazla acıyan zambak çiçeği bir daha dirilmek istemedi. Yıldızı göremeyeceğini kabullendi ve ölümü tercih etti. Öldüğü günün akşamı ise bulutlar yıldızın yasına saygı duyarcasına kenara çekildiler ve ona yeryüzünü bahşettiler.

Günlerdir çiçeğini görmeyi bekleyen yıldız ondan geriye sadece kuru bir dal kaldığını gördüğünde yıkıldı. Kendisine hayat enerjisi veren ışık, bu acıya dayanamaz oldu ve sönmeye başladı.

Çiçeğinin yasını tutan yıldız, bir kaç gün sonra acılar içinde öldü. Birbirine veda bile edemeden aniden hikayeleri sonlanan bu ikili evrenin nadir şahit olduğu aşk hikayelerinden biri oldu.

Böylece mesafelerin sadece kavuşmalara engel olduğu, sevgiye engel olmadığı kanıtlandı.

🍂




hâlâ okuyan var mı?

sık sık bölüm atamadığım için üzgünüm.


























soul | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin