🍁Yoongi sakince Jimin'in dönüşmesini bekledi. Tek temennisi karşısında canlı bir kurt görebilmekti. Olur da önünde ölü bir kurt görürse, yaşamasının bir anlamı kalmazdı. Bu zamana kadar mücadele etmesinin, buraya gelmesinin hiçbir anlamı kalmazdı.
Eşi ölürse bağını koparmasını istemişti. Böyle bir şeyi nasıl isteyebilirdi? Yoongi, Jimin'i olmadan nasıl yaşayabilirdi? Eşi olmadan yaşayacağı bir hayat cehennemden beter olurdu. Aşklarına ihanet etmiş sayılırdı. Bu zamana kadar verdiği savaşı eşi olmadan kazanacaksa bu bir zafer değildi.
Jimin ölürse Yoongi'nin eşinin peşinden gideceğine dair yıllar önceden kendine yemini vardı.
Jimin'in görüntüsü yavaş yavaş silindi. Karşısında yerde yatan kar beyazı bir kurt belirdi. Bacakları üstünde uzanırken bir patisiyle yüzünü kapatmıştı. Utanıyor muydu? Başı eğikti. Gözlerini göremiyordu.
Omegasının da en az Jimin kadar güzel olduğunu düşündü. Şimdiyse eşini kurtarmalıydı. Nefes alışı neredeyse duyulmayacak kadar az olan kurda uzandı. Kurdu karnından tutarak kaldırdı. Kendisi de oturduğu yerde bağdaş kurarak beyaz kurdun kucağına uzanmasını sağladı.
Az önce yüzünü saklayan beyaz kurt aldığı yoğun deniz kokusuyla başını kaldırdı. Masmavi gözleri önce Yoongi'yi buldu. Bir kaç saniye bakıştıklarında eşini hissetti. Kafasını Yoongi'nin boynuna uzattı ve koklamaya başladı. Ayağa kalkmaya çalıştığında ise sendeledi. Yoongi bunu fark edip kurda doğru eğildi. Tüylerini yavaş yavaş okşuyordu. Aynı zamanda feromon salgılıyor ve onun rahatlamasına yardımcı oluyordu.
Beyaz kurdun nefesleri azar azar da olsa düzelmeye başlamıştı. Yoongi ise içindeki deltayı daha fazla tutamadı. Beyaz kurdu kucağından alıp yere bırakırken zorlanmıştı çünkü kurt ondan ayrılmak istememişti. Bir kaç saniye sonra deltasının yaklaştığını hissettiğinde ise usulca Yoongi'nin onu yere bırakmasına izin vermişti.
Yoongi her şeyin düzeleceğine dair içinde oluşan umutlarla yerini kurduna bıraktı. Saniyeler içinde Yoongi yok olmuş, yerini simsiyah bir kurt almıştı. Zifiri karanlık olan rengi Ay'ın altında parlıyordu.
Jimin ve Yoongi konuşmaya başladığında oluşan yağmur ilerleyen zamanlarda yeniden dağılmıştı. Şimdi gökyüzüne sayısız yıldız ve Ay ev sahipliği yapıyordu. Delta gücünü belli edercesine dik bir şekilde duruyordu. Kırmızıya çalan gözleri sinirli olduğunu belli edercesine parlıyordu.
Öfkeliydi. İki yıldır dışarı çıkmasını engelleyen, kendisini güçsüz düşürecek ilaçlar verenlere öfkeliydi. Kendi sürüsünden olması gerekip ona itaat etmeleri gerekirken arkasından bu şekilde iş çevrilmesine sinirliydi. Kendisiyle beraber halkının güçlü kesiminin de bu eziyete kurban gitmesine sinirliydi. Deltanın en sinirlendiği kısım ise biricik eşinden ayrı kalmak zorunda olmasıydı. Eşinin ölmek üzere olmasıydı.
Omeganın aylardır yapmaya çalıştığı şeyin farkındaydı. Ona engel olmaya çalışmıştı ama omegası onu dinlememişti. Günlerdir bu şekilde acı çeken omegasını iyileştiremediği için kızgındı. Ona bu acıyı verenlere kızgındı. Kendisine kızgındı.
Öfkesini belli etmek istercesine gecenin karanlığına doğru hırladı. Kontrol edemiyordu kendisini. İki ön patisini kaldırıp hırçınca yere vurdu. Şehrin her yerinin zemini siyah lavlarla kaplandı.
Bu hamle can yakmak için değildi. Delta gücünü gösteriyordu herkese. Kafasını gökyüzüne doğru kaldırdı ve gecenin sessizliğine nazaran gür bir şekilde uludu. Kendisinin döndüğünü, artık bir liderleri olduğunu herkese kanıtladı.
Geldin.
Delta omegasından gelen sesle sakinleştiğini hissetti. Lavlarını geri çekerken beyaz kurda ilerledi. Yerde yatan omegasının tam karşısında durduğunda o da yere yattı.
Geldim omegam.
Beyaz kurdun yumuşak sesine nazaran deltanın sesi daha kalındı. Tok bir tınısı da vardı. İkisi de cennette olduğunu hissetti. Senelerdir en huzurlu oldukları an bu andı. Delta sızlanırcasına fısıldadı.
Beni dinleseydin bu kadar acı çekmeyecektin.
Yapmak zorundaydım.
Bu bir kavga değildi. İkisi arasında dönen masum bir muhabbetti. Delta hırçın olabilirdi ama konu eşiyse asla karşı gelmemesini de bilirdi. Deniz kokusuyla şu an çok daha iyi olan omega ise nefes alıp vermekte eskisi kadar zorlanmıyordu.
Delta uzandığı yerden kalktı. Küçük beyaz kurdun tam yanına sakince kuruldu. Patilerini öne uzatıp başını üstüne koydu. Denizi izlemeye başlamışken sırtında bir ağırlık hissetti. Omega başını deltanın sırtına koymuştu.
İkisi birlikte tüm gece huzurla denizi izlediler. Acılarını paylaştılar. Birbirlerini iyileştirmek için kokularını kullandılar. Delta deniz kokusunu yayarken omega etrafa lavanta kokusu yaymaya başladı. İki sene sonra eşinin yaydığı feromonlardan ilk defa nasibini alan delta derin bir nefes aldı. Denizden ayrılmayan bakışlarıyla fısıldadı.
"Sana yemin olsun omegam, bir daha acı çekmene izin vermeyeceğim."
![](https://img.wattpad.com/cover/373132877-288-k48674.jpg)