🍁Yoongi titrek bir nefes aldı. Yaşadıklarını hiç sesli anlatmamıştı. Yine de kendini zorladı ve konuşmaya başladı. "Türlerimizi öğreneceğimiz geceden bir kaç hafta önceydi. Yıllar önce ölmüş olan dedemin delta olduğunu öğrendim. Bu tür işler biraz da genetik olduğundan babam kendini hep delta hayal edermiş ama onun türü baskın alfaydı. 17. yaşımın son haftasına kadar mükemmel bir hayatım vardı." Gözleri dolmaya başlamıştı bile ama daha anlatacağı çok şey vardı. Yavaştan titremeye başlayan sesiyle devam etti.
"Bir gün... Sırtımda çok keskin bir acı hissettim. Aynada baktığımda dövmeye benzediğini fark ettim. Ömrümde hiç dövme yaptırmadım ben ama bu birdenbire oluşuvermişti. " Arkasına döndü ve sırtını açtı. Ensesinin aşağısında, sol tarafta sonsuzluk sembolü vardı ama sonsuzluk sembolü düz bir çizgiyle çizilmemişti. Etrafında siyah alevler vardı. Gördüklerine emin olduktan sonra sırtını kapattı ve konuşmasına devam etti.
"Delta çok nadir bir tür. Bu türe sahip kişilerde bu tarz dövmeler oluşurmuş. Dedemde bir kılıç sembolü varmış ve kılıcın etrafı sarmaşıklarla kaplıymış. Her neyse... Benim böyle şeylerden hiç haberim yoktu. Nereden bilebilirdim ki? Bu işareti babama gösterdim..." Gözlerini sımsıkı kapadı. Boğazı düğümlenir gibi oldu ama yine de devam etti.
"En basit haliyle, saatlerce darp edildim. Bana onun delta olması gerektiğini, benim gibi bir beceriksizin omega bile olmayı hak etmediğini söyledi. Dakikalarca onu dinledim. Gücüm de yoktu, ona karşı gelemedim. En sonunda beni odaya kapattı. Kaçmayı düşündüm ama odada cam yoktu." Elini yumruk yaptı. Başından beri dik oturan Yoongi'nin omuzları yavaş yavaş çöküyordu.
"Sizinle iletişim kurmak istedim ama yapamadım. Babam günlerce beni orada tuttu. Arada yemek getiriyordu ama sonradan fark ettim ki onlar normal yemekler değildi. Yemeklerin içinde kurdumun gücünü azaltacak şeyler vardı." Pişmanlık belirdi yüzünde. Aslında hiç bir suçu yoktu ama hayat ona iyi davranmamıştı.
"Delta olduğumun kesinleştiği gece... Hepimiz türümüzü beraber öğrenecektik ama olmadı. Ertesi gün ikiniz yanıma geldiniz. Bense evden zar zor çıkabilmiştim. Sen alfaydın, benim biricik eşimse minik bir omegaydı." Gözlerine biriken yaşları tutmak istemedi. Artık onların bir önemi yoktu. "Sizin oradan gitmenizi istedim çünkü babam türlere takıntılı bir manyaktı. Bana yaptıklarını size de yapar diye korktum. Sizi kovduğum için pişman değilim çünkü gerçekten yapabilecek kapasitesi olduğunu taşındığımızda anladım. Jimin benim ruh eşimdi ama ayrılmaktan başka çarem yoktu. Taşındığı evin yakınlarındaki bir depoya kapattı beni ve orada..." Göz yaşları arttı. Derin nefes alarak bir kaç dakika kendisine izin verdi. Jungkook ve Teahyung şaşkınlıktan tutulmuş dilleriyle Yoongi'yi dinliyorlardı. Kimse bu kadar ağır bir senaryoyu tahmin edemezdi.
"Depoda en güçlü iki tür vardı. Bir de onlarca baskın alfa. Belki baskın omegalar da vardı bilmiyorum. Ben deltaydım ve orada vita da vardı ama benim zaten ruh eşim vardı ve vitayla birbirimize dostluk dışında hiçbir şey hissetmedik. Günlerce o depoda bize ilaç verildi. İlacı içmek istemeyince darp edildik ve bu aylar sürdü. Kurdum o kadar acı çekiyordu ki kendimi zorlamadan nefes bile alamıyordum. " Yüzünde ufak bir tebessüm belirdi. Az sonra anlatacaklarına minnet duyar gibiydi.
"Bir plan yaptık çünkü hepimiz ölmek üzereydik. Benim gibi eşi olanlar ise daha fazla acı çekiyordu. Hepimiz bir gece aynı anda son feromonlarımızı kullanarak deponun altını üstüne getirdik. Büyük bir kargaşa çıktı. Depodan ayrılacakken etrafımızı baskın alfalar sarmıştı bile. Orda bizimle kalan alfalarsa vita ve bana bizim en güçlü olduğumuzu söyleyip durdular. Onlar diğerlerini oyalarken ben kaçtım. Vita da kaçmayı denedi ama önüne büyük bir kalabalık çıkınca kaçamadı. Sadece ben kendimi kurtarabildim."
Taehyung ve Jungkook bu söylenenlerin bir hayal olmasını istiyordu. Böyle pis zihniyetli insanlar nasıl olabilirdi? Jungkook ortamı bölmek istemiyordu ama yine de sordu."Diğerleri... öldüler mi?"
Yoongi yutkundu. "Muhtemelen hayır. Oradaki güçlü türler için onların gücünü alıp kullanabilecekleri bir icat yapmaya çalışıyorlardı. Bu süreçte de kaçmalarını önlemek için onların gücünü düşürüyorlardı."
"Şerefsiz piçler! Hepsini gebertmek istiyorum!" Taehyung dakikalardır kendini tutuyordu ama en sonunda dayanamamıştı. Bakışlarını yeniden Yoongi'ye odakladı ve mırıldandı. "Devam eder misin?"
"Tamam... Kaçtıktan sonra günlerce sokaklarda dolaştım. Başlarda sürekli kustum çünkü ilaçtan kurtulmam lazımdı ama çoktan çoğu kanıma karışmıştı. Yine bir gece gezerken bir sokaktan kavga seslerinin yükseldiğini fark ettim." Bakışlarını Jungkook'a çevirdi. İçi sevgi dolmuştu. Jungkook ise anlatacağı hikayeyi bildiğinden gülümsemeye başlamıştı. Taehyung ikili arasındaki meseleyi bilmiyordu ama eşinin huzurla dolduğunu hissetmişti. Yoongi ise sakince anlatmaya devam etti.
"Kesinlikle korkunç bir geceydi."