III.

510 71 92
                                    

Gün aşırı normal geçiyordu. Mahallenin kahvesi bile aşırı sıcaktan bomboştu. Bu alışılmadık görüntü gayette açıklanabilir durumdaydı. ki hava çoktan 34° dereceyi bulmuş, dışardaki hayvanlar bile gölge bir yerlere saklanmışlardı. Kerem ve ben dondurma şemsiyesinin altında telefonlarımızla uğraşırken Barış içerde vantilatorün önünde oturuyordu.

Kerem'i baştan aşağı süzdüm. Beklemediğim bir hızla büyümüştü. Bu bedenen de olsa daha çok zihinseldi.

İlk başta ebeveynlerimizle, normal ailelerde olduğu gibi yaşıyorduk. Evde şiddetli geçimsizlik vardı. Tabii bununla kalmayıp annem hastalanınca işler sapa sarmıştı. Maddi olarak ilaçlar, manevi olarak ta annemizin bir süre sonra öleceği gerçeği bizi zorlamıştı.

Sonra ben 15 yaşında şuan bulunduğumuz semtte liseyi kazanmıştım. Yol aşırı uzun geliyordu o yaşlarda bir çocuk için. İlk seneyi bir şekilde halledip 2. Sene Kerem'in de benimle aynı yeri kazanmasıyla buraya yerleşmiştik.

Dayımızın oğlu Barış ta bizimle beraber yaşamak için nakil aldırmıştı okulumuza.

Yine de bazı sorunlar peşimizi bırakmadı. Haftasonu olduğunda harçlıklarımızı çıkarmak için sanayiye gidiyorduk üçümüzde. Tabii sonrasında rahatladık. Zihnime asla hatırlamak istemediğim şeyler doldu bir anda. Kendimi affedemediğim, büyük ihtimalle de pişmanlığı ömrüm boyunca sürecek hatalarım vardı...

2 sene önce annem, ondan 2 ay sonra da babam vefat etmişti. Benim öyle bir bağlılığım yoktu. Onların ölümü değil, Kerem'in çöküşü bizi zorlamıştı.
Her ne olursa olsun onu toparlayabilmiştik. Geçmeyen etkiler var mıydı? Vardı. Ama tekrardan günlük yaşantısına dönebilmişti.

Bana göre daha duygusal bakıyordu hayata. Her an kırılabilirdi. Onu ne pahasına olursa olsun koruyordum. Çünkü hayatımda değer verdiğim az kişi vardı. Kerem, en değerlilerindendi.

Barış'ın sesiyle düsüncelerimden sıyrılıp gerçek hayata döndüm.

"Bu sıcak ne aq." Dedi. Harbiden erimemize ramak kalmıştı.

Kerem başını kaldırdı.

"Sıcak olmasa Semihleri çağırıp maç yapardık." Dedi. Arda'yı görmek için bana fırsattı. İmkan olsa depar atarak giderdim. Bir anda güneşe ateş etme fikri çok cazip gelmiş, kısa süreliğine de olsa Adanalıları anladığımız zaman dilimine girmiştik.
Kim oluyordu da Arda'yı görmemi engelliyordu?!

"Diyorum ki...biz mi çagırsak onları?" Dedim.

Kerem'in gözleri parladı. Kesinlikle Altay'a karşı bir şeyler hissediyordu.
Yani...bende bir şey diyemezdim çünkü bende Altay'ın kardeşine ölüp bitiyordum. Ama bu Kerem'i Altay'dan kıskanmayacağım anlamına gelmez kardeşim.

Barıştan da olumlu yanıt gelince direkt WhatsApptan Arda'ya yazmaya başladım.

Siz:
Aşkımmmm|x
Arda'm|x
Ulan böyle seslenemeyip silmek te koyuyor ha|x
Arda

Arda'm:
Efendim abi?

Siz:
Abi deme lazım olur|x
Hadi sizinkileri topla gel
Bizde takılalım bugün

Arda'm:
Ne yazıp siliyorsun abi?
Tamam söyleyim bizimkilere

Siz:
Ne sileceğim ilahi Arda😂
Sana ilan-ı aşk yapıyorum
Yalan da değil şimdi HAHHA|x
Emojiyi kullanınca yaşlı gibi hissettim aq|x

Arda'm:
Ay yok abi ben öyle demek istemedim
Harbi ben ne demek istedim aq|x

Siz:
Tamam tamam utanma
Söyledin mi?

AvenoirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin