Yazardan
Altay, mahalleden Volkan ve Fernando'ya da haber etmişti hastanede olduklarını. Onlar da düşünmeden gelmişlerdi. Arda'dan haber alamadıklarını, Semih'in bu hale gelişini konuşmuşlardı.
Semih hala yatıyordu. Artık normal odada olduğu için yanına girebiliyorlardı.
"Durum bundan ibaret Volkan abi. Şimdi emniyetten haber bekliyoruz." Dedi Altay.
"Anlayamıyorum, bizim çocuklar nasıl bu hale gelebilir." Dedi Volkan.
Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmazlardı, ne Semih ne de Arda. O yüzden durum aşırı garip geliyordu onlara."Bilmiyorum abi. Ama kafayı yiyeceğim birisinin bilinci yerinde değil, birisinin nerede ne durumda olduğunu bilmiyorum..." Cidden Altay için çok zordu. Sakin kalmasını sağlayan tek etken Kerem'di. Sürekli destek oluyordu ona.
Kapı açılıp elinde tepsiyle Kerem içeri girdi. Karton bardaklarda dumanı üstünde çay vardı.
"Kahvaltı falan etmedik, en azından içimiz ısınsın." Dedi Kerem herkese çaylarını uzatırken.
"Ben almayayım Kerem, sağol." Dedi Altay. Ne birşey yiyecek ne de içecek durumu vardı.
Tepsiyi bir kenara bıraktıktan sonra Altay'ın kolunu tutmuş çekistiriyordu kaldırmak için.
"Sen benimle bi' gelsene." Kerem'in bunu demesiyle ayağa kalktı isteksizce. Odadan çıkardı onu. Koridorda hala çekiştiriyordu.
"Nereye gidiyoruz Kerem?" Dedi Altay. Sesi bile yorgun geliyordu. Kerem cevap vermeden onu hastanenin lavabosuna çekti. Ve önüne geçti.
"Ne yapmaya çalışıyorsun Altay?" Diye sordu Kerem sinirle. Altay cevap vermeyip kafasını çevirince konuşmaya devam etti.
"Senin burada güçlü durman gerekirken kendine dikkat etmiyorsun. Bu şekilde mi bulacaksın Arda'yı? Ya da bu şekilde mi bekleyeceksin Semih'in uyanmasını?" Dedi.
"Kerem...gelme üstüme." Dedi Altay.
"Altay, kurban olayım sana yardım etmeye çalışıyorum. İki gündür hiçbir şey yemedin, uyumadın. Gözlerinin altı çöktü."
" Midem almıyor, birşey yediğimde geri çıkaracakmış gibi hissediyorum." Dedi Altay.
"Biliyorum Altay. Streslisin ama bu şekilde de olmaz." Demesiyle Altay'ın gözleri bulutlandı. Her ne kadar duygularını gizlemeye çalışsa da Altay çocukkenki Altay'la aynıydı. Önceden de üzülünce gözden kaybolur, görülmek istemezdi. Şimdi olduğu gibi...
Kerem yaklaşıp elleriyle yüzünü kavrayıp başparmağıyla gözündeki yaşları sildi. Altay Kerem'in dudaklarına indirdi gözlerini.
"Neden yardım ediyorsun Kerem?"
"Çünkü seni seviyorum Altay." Demesiyle parmak ucunda yükselip dudaklarını birleştirdi.
....Barış, Semih'in başından zaruri ihtiyaçlar dışında kalkmıyordu iki gündür olduğu gibi.
Zamanında yetişseydi belki böyle olmayacaktı. Kollarının arasında olacaktı Semih. Ama olmamıştı işte.
Gözünü ayırmadan Semih'e bakarken Muslera dayanamayıp konuştu.
"Barış, istersen sen bi' dolaş gel. İyi görünmüyorsun."
Başını olumsuz anlamda salladı. En azından gözünün önünde güvendeydi. Göreceği yerde olmadığı için bu haldeydi zaten. Hele bir uyansın, eski düzene dönülsün yanından ayırmayacaktı.
Muslera daha fazla konuşmamış, durumu kabullenmişti. Zaten Barış'ın inadını bilen bilirdi.
"Volkan gel bir sigaraya çıkalım o zaman." Dedi. Volkan da ayaklanmış beraber aşağı inmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avenoir
FanfictionTüm olaylar tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişilerle alakası olmamakla beraber sadece isim ve görseller cast olarak kullanılmıştır Geçmiş geleceği elbet etkiler. Ferdi, mafyayla çalışmanın bedellerini fazlasıyla ödüyordu.