XIV.

306 47 323
                                    

Yazardan

"Yavrum kaçta çıkarsın dershaneden?" diye sordu sevgilisine Barış.

"Zahmet etmesen Barış, hem yorgunsun." dedi telefonun karşısındaki ses.

Barış;
"Yüzünü bir görsen bütün yorgunluğum gider. O yüzden bunu düşünme." diyince karşıdan bir süre ses gelmemişti. Utandırmıştı çocuğu.

"Semih, yanakların al al olmuştur şimdi...Kafamın içindeki halin bile çok güzel." Diye itiraf etti düşüncelerini Barış.

"Barış hemen gel." dedi Semih özlemle.

"Sen iste yeter ki çiçeğim." deyip vedalaştıktan sonra kapatmışlardı. Ders arasına girmişlerdi zaten, eşyalarıyla apar topar fakülteden çıkıp arabasına binmişti.

2 aydır ardı arkası kesilmeyen sorunlardan sadece sarışınının yanına gidince uzaklaşabiliyordu.

Ferdi'nin de ne otobüs şirketlerinde ne de havaalanlarında kaydı vardı.
Yer yer alıp içine girdiğini düşünüyordu ara sıra. Ama geri geleceğini söylemişti ve Ferdi sözünü hep tutardı. Arda da garipti son zamanlarda, üzüntü değildi sadece yüzündeki duygular.
Bir süre sonra Semih'in olduğu dershanenin önüne gelmişti. Arabayı stop edip eliyle direksiyonda ritim tuttu. 1-2 dakika sonra Semih çantası ile beraber çıktı dershaneden

Caddeden arabalar geçtiği için bir süre karşı kaldırımda beklerken arabanın içindeki sevgilisine gülümsüyordu.

Barış'ın bu çocuğa içi gidiyordu. Sonunda karşıdan karşıya geçince arabaya bindi.

"Kemerini tak Semih." deyip sürekli uyarlarından birini yaptı Barış.

"Bence gerek yok ya." Diyince kaşlarını çattı.

"Ne demek gerek yok? Ben seni sokakta bulmadım Semih. Takmazsan ben takarım." diyip sinirle oğlanın üzerine eğildi.

Semih de bunu fırsat bilerek tam önünde olan sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurdu.
Barış, Semih'in yaptığı ile çatık kaşlarını anında düzeltip dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı gülmemek için.

"Bilerek yaptın değil mi, fırsatçı." Dedi Semih'e.

Semih sırıtmaya devam etti. Barış tam dudaklarını uzanacakken;

"Dur Barış, bir gören olacak." dedi Semih.

"Alla alla, sen öperken görmüyorlar mıydı?" Sanki konuştukları şey devlet meselesiymiş gibi ciddileşti.

"Önümdeydin O yüzden kimse görmedi ama şimdi şey edersek görebilirler, başka bir yere gidelim." dedi Semih.

"Ne edersek aşkım." diye sorarken pic piç sırıttı Barış.

"Öpüşürsek işte Barış of!"

"Seni yerim sıçmam Semih, dikkat et kendine." dedi Barış.

Sabırsızlanarak arabayı çalıştırdı. Onu kendi tepelerine götürmeyi planlıyordu.
Ona teklif ettiği yere.
Aklına gelen anı ile gülümsedi Barış. Bir sinirle çıktıkları tepeden 'bir' olarak inmişlerdi.

"Manit,sana yamuk yapan falan yok değil mi?" Diye sordu Barış.

"Barış herkes benim peşimden koşmuyor, dışarı çıktığımda arkamda da dizilmiyorlar." Diye açıklama yaptı küçük olan.

Barış arada çok kıskanç olsa da sevdiğini paylaşmayı sevmediği için yaptığını biliyordu Semih.
Ayrıca beraberliğe başladıkları günden beri Barış kendini çok değiştirmişti iyi anlamda.
Artık daha az öfke patlamaları yaşıyordu.
Önceden olsa çok tepki göstereceği bir olaya daha sakin yaklaşıyordu.
Özellikle Semih'e en değerlisiymiş gibi davranıyordu. Doğruydu, Semih onun için en değer verdiği şeylerin başını çekiyordu artık. Ayrıca Semih Barış'ın güvenli limanıydı. Çoğu olayda Semih'in kolları dışında başka bir yerde sakinleşmiyordu kolay kolay.

AvenoirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin