4. Bölüm (Yaşanmışlıklar)

267 8 3
                                    

YENİ BÖLÜM!!
GÜZEL OLDU BENCE, SİZCE?
LÜTFEN YORUMLAYIN🤍
..

Öpüşecek miydik? OHA

İstemsizce gözümü yumdum. Sende dünden razıymışsın Eda. Ne yapıyordum ben. Düşünmeden kendimi ana bırakmıştım. Hâlâ ilk günkü gibi çok yakışıklıydı. Elleri belimi yavaşça okşarken tenim ateş gibi yanıyor, kalbim çıkacak gibi atıyor, nefesimi dengeleyemiyordum. İlk defa bu kadar yaklaşmıştık. Dudaklarımız tam birbirine değecekken derin bir nefes çekip geri çekildi. Neydi bu şimdi? Şaşkın bir şekilde kala kaldım.

"Arabaya bin yoksa bu gece hiç iyi şeyler olmayacak" dedi yine iç çekerek. Anlamamıştım. Fazla mı saftım?

"Binmem ben" dedim

"Ha arabaya binmezsin ama başka bir şeye okeysin?"

"Yanlışlık oldu."

"Hee aynen"

"Beni sevgilim götürür!" Beni öpmemesine niye takılıyordum bu kadar?

"İyi, gelsin sevgilin İstanbuldan"

"İzle." Dedim ve hemen Yiğiti aradım. Çaldı. Biraz daha çaldı. Ve cevap yoktu. "Uyudu herhalde"

"Bittimi? Gel şimdi de gidelim"

"Geliyorum ama sırf senden başkası olmadığı için."

"Biliyorum, senin için benden başkası yok" dedi imalı bir şekilde

"Yoo gayette var, bak Yiğit mesela"

"Başlatma şimdi Yiğitine de sana da"

Çok uzatmadan binmeye karar verdim. Yol boyunca hiç konuşmadık. Zaten çok utanıyordum.

Sessizlik Yiğitin beni araması ile bozuldu. "Alo" dedim. Ben bile unutmuştum neden aradığımı. "Eda beni aramışsın?" Dedi. Arkadan müzik sesleri geliyordu. "Evet de aşkım sen nerdesin?"
Bir kaç saniye ses gelmedi sonra "Şey bir arkadaşımın doğum günü partisindeyim"

"Kimin?" Diye sordum iyice kıllanmaya başlamıştım.

"Sen tanımazsın ya boşver" "Neyse hadi görüşürüz aşkım ben seni sonra ararım"

"Görü-" Ve yüzüme kapattı.

"Doğum günü partisi? İyi yalanmış" dedi Barış

"Niye olamaz mı?"

"Sence? Saat 4'de olur mu?" Kahretsin çok haklıydı.

"Ben güveniyorum sevgilime. Hem sana ne!"

"İyi be seni düşünende kabahat"

"Ayy düşünme sen beni! Git Nazlıyı düşün"

"Nazlı?"

"Hee şu zevkli kız"

"Evet ya bayağı bir tatlıydı"

"İşine gelince sevebiliyorsun kardeşinin arkadaşlarını demekki" Ağzımdan aniden çıkan bu kelimelere ben bile şaşırmıştım. Eskileri açmıştım.

2 yıl önce:

"Bak Eda olmaz bizden"

"Ne?" Hiç bir şey anlamamıştım. Ne diyordu bu?

"Mektubu diyorum" NE? HASSI*TIR! Mektubu mu okumuştu? Ama nasıl? Ben onu odamda saklıyordum.

"Barış sen yanlış-"

Sözümü kesti "Eda sen benim kardeşimin en yakın arkadaşısın, benimde bacım gibisin. Çok farklıyız üzerim seni ben." Bacım mı yok ya yeğenim deseydin. Burnumun kaşınmaya başladığını hissetim. Birazdan hapşıracaktım kesin. Ağlamadan önce burnum hep kaşınır ve hapşırırdım.

Dengesiz/Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin