XVI. Elizabeth

4 2 0
                                    

   "Kertenkeleler de yumurtadan çıkar." Griff'in sesi serin havayı ısıtacak kadar tatlıydı.
   Liz homurdanarak gözlerini devirdi. Kollarını yaslandığı yerden kaldırmadı, ay ışığında dalgalanan denizi izlemeye devam ederken cevap verdi. "Ben yumurtadan çıkmadım."
   "Ne tesadüf," dedi Griff alaycı bir tonla. "Ben de öyle."
   Yakından Caira'nın sesi geldi. "Tabii canım."
   Griff Caira'ya dönüp itiraz etti. "Çıkmadım diyorum."
   Caira sessiz kaldı.
   Liz içten içe dönüp ona bakmak istedi ama kendine engel oldu. Sonra Alvis'in sesiyle yerinden sıçradı.
   "Kurbağalar!"
   "Ödümü kopardın," dedi Liz arkasını dönüp.
   "Ne olmuş onlara?" dedi Caira sakince.
   "Kurbağalar da yumurtadan çıkar." Alvis Liz'in yanına gelip güvertenin kenarına sırtını yasladı.
   "Aslında her şey yumurtadan gelir," dedi Aristide.
   Liz, konuşana kadar onu fark etmemişti.
   Aristide yüzünü gökyüzüne çevirip konuşmaya devam etti. "Nereden baktığına bağlı."
   "Sizce Griff de bir gün yumurtlar mı?" diye sordu Alvis.
   "Hayır," dedi Liz Caira ile aynı anda.
   "Ben kuş değilim," dedi Griff.
   "O erkek," dedi Caira.
   Liz kahkahasına engel olamadı. Griff'in çatık kaşları Caira'dan Liz'e döndüğünde Liz boğazını temizleyip başını yere eğdi. Kafasını tekrar kaldırdığında Griff'in yüzünde bir tebessüm vardı. Başıyla Caira'yı işaret ettikten sonra Alvis'e doğru yürüdü. "Hadi, Alvis. Gel. Biz biraz yürüyelim." Alvis'in kolundan tutup güvertenin diğer ucuna doğru yürümeye başladı.
   "Neden ki?"
   "Gel işte sen."
   Aristide soru sormadan, uzaklaşan ikilinin peşinden gitti.
   Liz'in cesaretini toplaması çok uzun sürmedi. Derin bir nefes alıp Caira'ya doğru birkaç adım attı.
   Caira Liz'in, arkasında dikildiğini fark ettiyse de sesini çıkarmadı.
   Liz öksürdü.
   Caira aniden sağır olmuşçasına, tepki vermeden denizi izlemeye devam etti.
   "Ben," dedi Liz, kendinden emin olmayan bir sesle. Sonra boğazını temizleyip devam etti. "Ben gemiyi yakanın sen olduğunu bilmiyordum."
   Caira cevap vermedi.
   "Ben gemiyi Alvis yaktı sanıyordum. Bu yüzden neden ablana yalan söylediğini anlayamadım. Bir sebebin olduğunu bilmiyordum." Liz iç çekip Caira'nın yanındaki tahtaya kollarını yasladı. "Seni ablana ispiyonlamış gibi oldum. Özür dilerim."
   "Gibi mi?" Caira'nın sesinde herhangi bir duygudan eser yoktu.
   Liz özrünün yeterli olmamasından korktu. "Haklısın. Düpedüz ispiyonladım seni."
   Caira kafasını eğdiği için Liz yüzünü göremedi ama konuştuğunda sesi şüpheye yer bırakmayacak kadar neşeliydi. "Öyle yaptın. Resmen beni ablama şikayet ettin," dedi Caira. Sonra gülümseyen yüzünü Liz'e çevirdi. "Biraz komik."
   Liz gülümsese de affedildiğine emin olmak istedi. "Gerçekten üzgünüm."
   "Biliyorum." Caira elini Liz'in sırtına koydu. "Kendince haklı sebeplerin olduğunu da biliyorum."
   Liz bütün kaslarının gerildiğini hisseti.
   "Bir şey söylemek zorunda değilsin," dedi Caira elini geri çekerken. "Bir şey de sormayacağım. Sadece...aile konusunda hassas olduğunu biliyorum. Bu yüzden yemekte verdiğin tepkiyi anlayabiliyorum ve sana kızmadım."
   Liz kaşını kaldırdı.
   "Tamam, o an biraz kızdım," diye itiraf etti Caira. "Ama sadece o an. Zaten sana uzun süre kızgın olamam."
   "Nedenmiş?"
   "Sen benim favorimsin."
   "Alvis duymasın."
   Caira gözlerini devirdi.
   Liz arkadaşının somurtkan yüzüne gülmeden edemedi.
   "Asıl Griff duymasın," dedi Caira. Kaşlarını kaldırmış, kafasını yana yatırmış Liz'e bakıyordu.
   "Kapa çeneni," dedi Liz Caira'nın koluna vururken. Sonra arkasını dönüp güvertenin sonuna doğru yürümeye başladı. "Öyle bir şey yok."
   "Sen öyle diyorsan," dedi Caira yanında yürürken.
   Ertesi gün Liz'in odasında kart oynarlarken bir şey Liz'in dikkatini çekti. Daha doğrusu birisi. Liz ne zaman başını kaldırsa Caira'yı Aristide'ye bakarken yakalıyordu. İlk başta bunun sebebinin ne olduğunu anlayamasa da zaman ilerledikçe bakışlarının sebebinin öfke olduğunu anladı. Çünkü Aristide, oynadıkları altı oyunun beşini kazanmıştı. Aristide'nin kazandığı oyun sayısı arttıkça Caira'nın kaşları birbirine daha çok yaklaşıyordu.
   "Sen niye bu kadar mutlusun?" Alvis'in sorusu odadaki bütün dikkati topladı. Alvis Caira'ya bakıyordu ama onun yerine Griff cevap verdi.
   "Mutlu mu? Cinayet planlıyor gibi gözüküyor."
   Alvis gözünü Caira'dan ayırmadı.
   "Oynasana," dedi Caira.
   Alvis'in ikna olmadığı ortadaydı ama itiraz etmeden elindeki kartlardan birini ortaya koyup oyuna devam etti.
   Liz kavga etmeye başlamadıkları için mutluydu ama Alvis'in öğleden sonrayı Caira'ya dik dik bakarak geçirmesinin herkesi gerdiği belliydi. Eninde sonunda kavgaya tutuşacaklarına şüphe yoktu. Liz Caira'nın Alvis'i gemiden aşağıya atmaya kalkmamasını umdu. Ya da gemiyi yakmamasını. Yüzme bilmeyen iki metrelik bir kuşla Centhepha'ya kadar yüzebileceğinden emin değildi.

Gecenin Ardında - BronzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin