Griff'in elinde iki as ve bir vale vardı. Kazanmak üzereydi.
"Sana söyledi mi?"
Liz, Caira'nın kiminle konuştuğunu anlamak ister gibi etrafına bakındı.
"Ne söyledi mi?" diye sordu Alvis, gözlerini elindeki kartlardan ayırmadan.
"Kim olduğunu," dedi Caira belirsizce.
"Neden kendisine sormuyorsun?"
"Sana soruyorum. Biliyor musun, bilmiyor musun?"
Alvis omuzlarını silkti.
"Neden bahsediyorsunuz?" diye sordu Liz. "Kim ne söylemiş?"
"Boşver," dedi Caira elindeki kartı ortaya koyarken. Maça beş. Liz'den sonra sıra Griff'teydi.
"Aristide," dedi Alvis.
Caira kaşlarını çattı.
"Ne olmuş ona?" diye sordu Liz Caira'yı görmezden gelerek.
"Caira, Aristide'nin kimi kaybettiğini biliyor muyum diye soruyor."
"Biliyorum ya da bilmiyorum demek çok mu zor?" Caira elindeki son kartı sinirle ortaya attı.
"Değil," dedi Alvis. "Ama seni sinir etmek daha kolay."
Caira yumruklarını sıktı ama Liz araya girdi.
"Caira. Alvis haklı." Liz dönüp Alvis'e bakarak ekledi, "Seni kışkırtmaya çalışıyor olsa da."
Alvis pişkin pişkin gülümsedi.
"Eğer gerçekten bilmek istiyorsan Aristide'ye sorman gerek."
Aristide öğle yemeğinden sonra Emma'nın ısrarı üzerine güvertenin altındaki büyük odada kalıp piyano çalmaya karar vermişti. Şu an oynadıkları oyunu Griff'in kazanmak üzere olmasının tek nedeni Aristide'nin burada olmamasıydı.
"Merak etmiyorum," dedi Caira inatla. "Alvis'in bilip bilmediğini merak ediyorum."
"Onu da Aristide'ye sor," dedi Alvis ısrarla.
Daha Griff ne olduğunu anlamadan Caira Alvis'in üzerine atlamıştı. İki gerzek boğuşurken, Liz ellerini beline koymuş, kaşlarını çatmış onları izliyordu.
Griff elindeki kartı bırakıp iç çekerek ayağa kalktı. Caira'yı ceketinin yakasından tutup Alvis'ten uzaklaştırdı. "Bir oyun. Sadece bir oyunu kazanmak istemiştim." Caira'yı odadan çıkardıktan sonra kapattığı kapıya yaslanıp Caira'yı azarlayarak yarım kalan oyunun yasını tutmaya devam etti. "On dakika kavga çıkarmadan duramaz mısın? Birlikte bir oyun oynayamayacak mıyız?"
"O başlattı," dedi Caira ceketinin yakasını düzeltirken.
Griff gözlerini kısıp kollarını göğsünde kavuşturdu.
Caira gözlerini devirip arkasını döndü. Uzun koridoru geçip merdivenden çıktı ve gözden kayboldu.
Griff omuzlarını düşürüp kafasını sağa sola salladı. Yüzünü sıvazladıktan sonra odaya geri döndü.
Liz kavgada dağılan kartları topluyor, Alvis de Liz'in yatağında sırıtarak oturuyordu.
"Bıraksaydım da birbirlerini öldürselerdi keşke," diye şaka yaptı Griff.
"Odamda kimse ölsün istemiyorum."
"Yarın burası artık senin odan olmayacak," diye hatırlattı Griff.
"Ama şu an hâlâ benim odam. Ve benim odamda kimse kimseyi öldüremez. Bir probleminiz varsa başka bir yerde halledin. Mümkünse güvertede falan, temizlemesi kolay olur."
Griff Liz'in şaka yapmadığından şüphelendiği için konuyu değiştirmeye karar verdi. "Alvis," dedi yatakta Alvis'in yanına otururken. "Gerçekten Aristide sana söylemedi mi?"
"Neyi?"
Griff kaşlarının arasından dik dik Alvis'e baktı.
"Kimin intikamını almak istediğini," dedi Liz yere otururken. "Biliyor musun?"
Alvis kafasını sağa sola salladı. "Bilmiyorum. Hiç sormadım."
Griff gözlerini devirdi. "Şu cevabı beş dakika önce vermiş olsan kazanmıştım."
Liz bunu komik bulmuş olsa gerek, kahkaha atmaya başladı.
Sabahın erken saatlerinde Centhepha'ya vardılar. Kıyı kesimi dağlarla kaplı olduğundan Centhepha, Avonlea krallığının en soğuk şehriydi. Bu durum Griff'i çok rahatsız etmese de soğuğa alışması biraz zaman alacaktı. Öte yandan Liz gemiden indiklerinden beri söyleniyordu.
"Daha eylül ayındayız. Şu havaya bak. Sanki gemi ile seyehat etmedik de zamanda yolculuk yaptık. Kış diyarına gelmişiz resmen." Ceketinin yakasını kaldırıp söylenmeye devam etti. "Kar yağmıyor olmasına şaşırdım. Ağzımdan duman çıkıyor."
"Belki çeneni kapatırsan ağzından duman çıkmaz," dedi Caira.
"Sonunda geldin," dedi Liz rahatlamış bir sesle. "Ayak parmaklarımı hissetmiyorum. Sanırım soğuktan dondular."
"Daha on dakika bile olmadı," dedi Caira şapkasını takarken. "İnan bana, ben de en az senin kadar burada olmak istemiyorum." Sonra Aristide'ye dönüp, "Nereye gittiğimizi biliyorsundur umarım," dedi.
Aristide kafasını olumlu anlamda salladı.
Caira kafasını yana yatırıp, "Önden buyurun," dedi.
Aristide iç çektikten sonra limanın ilerisindeki ağaçlara doğru yürümeye başladı.
"Soğuktan donarak ölürsem hepinize musallat olacağım," dedi Liz ve yürümeye başladı.
"Merak etme," dedi Griff gülmemeye çalışarak. "Yürürken donman mümkün değil."
"Harika," dedi Liz dişlerini sıkarak. Soğuktan mı yoksa sinirden mi, Griff emin değildi. Ellerini ceplerine daldırıp, Liz'in elini tutma isteğine karşı koydu. Ama arkadan esen rüzgârı kesmek için kanadını Liz'e siper etmesi iki dakikasını aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Ardında - Bronz
FantasyCanavar avcısı dört arkadaş, intikam peşinde birine yardım etmek için yola çıkar. Peşinde oldukları canavardan ve peşlerini bırakmayan geçmişlerinden nasıl kurtulacaklar?