"Yeter anasını satayım!"
Bahçede tuhaf ve tehditvari bakışlar altında kalan ikili terasa çıkmıştı. Kenan az önce olanları kafasında oynatarak yeni yeni idrak ediyordu.
Bu sırada Arda da yere çömelmişti terastan aşağıyı görmemek ve aşağıdan da görünmemek için, bir yandan da elindeki mendille gözlerini siliyordu.
"Ne yapacağız lan biz? Öldürürler burada Kenan bizi."
"Bir dur Arda ya! N'olursun sus."
Kenan stresten tırnaklarının kenarındaki etleri koparmaya başlamıştı, bir yandan da etrafı kolaçan ediyordu. Sinirle solurken alnına birkaç kere vurdu, etraflarında gelişen tüm bu saçmalıklar aldığı lanet oyunun tıpatıp aynısıydı.
Kafayı yemiş gibi hissediyordu, sanki oyunun içine sıkışmışlardı.
"İyi ki şu Erenay zımbırtısının hesabını keseyim dedin Arda."
Dostunun yanına çömelirken Arda da istemeden gülmüştü, Kenan söylenmeye devam ederken kolunu omzuna atıp onu iyice yanına çekmişti.
"Daha ilk dakikadan başımıza gelmeyen kalmadı senin yüzünden amına koyayım."
"Fena mı oldu Kenan? Neyin içinde olduğumuzu görmüş olduk."
"Ben senin korkaklığın dışında hiçbir şey göremedim-"
Ağzına çarpan elle susmak zorunda kalmıştı Kenan, tüm olanlar film şeridi gibi bu kez Arda'nın gözlerinin önünden geçiyordu.
𖦹
On beş dakika önce
"Benim süs havuzunun oraya gitmem lazım."
Merdivenlerden kısa sürede toparlanıp ayrılmış ve o sarışından kurtulmuşlardı. Görülecek bir hesap, kapanmamış bir defter vardı daha Arda'nın aklında. Kenan'ın kendisini dinlemediğini fark edince kolundan tutup sarstı.
Aklı hâlâ o kalp atışlarında olan Kenan toparlanıp onu kendisini bırakması için hafifçe itti. Daha önce kalbinin böyle attığını hiç hatırlamıyordu, şu an gerçeklikten epey uzak oluşları da içindeki şüpheleri doğrular nitelikteydi.
Ama oyunun içinde olmak? Artık bunlara inanacak yaşı geçmişti, beş yaşında değildi. Silkelenip gözlerinin önünde elini sallayan kumral oğlana döndü.
"Kim neyin nesi bilmiyoruz, Erenay dediğin o çocuğun ismi Brahim çıktı."
"Ne çıktı ne?"
Yüzündeki kızgın ifade yerini şaşkınlığa bırakmıştı. Bahçenin girişinden baktığında tanıdığını sandığı çocuğun hâlâ bıraktığı yerde olduğunu gördü. O olduğuna yüzde yüz emindi ama kontrol etmek için sesini duymaya ihtiyacı vardı.
Ortada bir yalan varsa hesabı sorulmalıydı.
Arda, Kenan'ı arkasında bırakıp neredeyse parmak uçlarında süzülerek çocuğun yanına doğru yol aldı. Kenan'ın aklı bir karış havadaydı, farkına bile varmadı Arda'nın gittiğinin.
Arda bahçede ilerlerken her şey iyiydi, fakat hedefiyle aralarında birkaç adım kalınca bu kez onun kalbi patlayacakmış gibi atmaya başlamıştı. Korkmadı ama istemeden de olsa duraklamıştı, başını kaldırdığında kendisine bakan iki farklı kişiyi görmüştü.
Önce adının Brahim olduğunu öğrendiği çocuğa baktı, yakından görünce cidden de webcam'de vakit geçirdiği çocuğun tıpkısının aynısıydı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yandere simulator | kensem ✓
Fanfictiongünlerden bir gün, kenan yıldız bir video oyunu satın alır. (tetikleyici içerik!! kan, korku, şiddet) kenan yıldız & semih kılıçsoy arda güler & ferdi kadıoğlu 2024 | © spreadmydementia minific (hikâyede geçen bütün olaylar hayal ürünüdür. bahsi geç...