"Arda..." Semih'in bağırışını duydu arkasından. "Kenan düştü!"
Kumral oğlan şok geçiriyordu, ne kalabalığı aşabildi ne de Kenan'ı bulabildi. Talha ve diğerlerine seslense de asla kafalarını kaldırıp ne olduğuna bakmamışlardı. Onca gürültünün içinde kimse neler olduğunun farkında değildi, bir kişi dışında.
"Kıvırcık..."
Kenan kendisini belinden tutup kenara çeken bedene korkuyla sımsıkı sarılmıştı nefes nefeseyken, omzunun üzerinden baktığında elindeki süpürgeyi aradı ama çoktan uçup gitmişti bile.
"İyisin, değil mi?"
Ferdi'nin endişeli bakışları fazlasıyla yabancıydı Kenan için, onun gibi 'zorba' biri nasıl olmuştu da kendini kurtarmıştı? Kıvırcık, tek elini sakinleştirmek adına tuttuğu oğlanın sırtında gezdirdi. Kenan ağlamasına rağmen başını aşağı yukarı salladı, korkusundan kalbi çıkacakmış gibi atıyordu.
Kenan'ın kalbini bir tek Semih duyabilirdi, geç de kalmadı. Duyduğu sesle gözlerini açıp doğruldu. Biraz ilerisindeki Arda'yı tutup sarsmıştı konuşurken, bir yandan da gözleri terasta Kenan'ı arıyordu.
"Düşmemiş, burada!"
Arda duyduğu cümleyle ayağa kalkıp etrafa bakınmaya başlamıştı fakat Semih'in onu tekrar ittirmesiyle yere kapaklanması bir olmuştu. Acıyla yüzü buruştu, zaten zor nefes alıyordu.
"Hay seni-"
"Ferdi!"
Semih hızlı adımlarla ikilinin yanına gittiğinde kıvırcığı ittirdi. Ferdi sorgularcasına Semih'e baktığında ise sarışın oğlan, yakın arkadaşıyla arasını bozmak istemediğinden yüzüne endişeli bir ifade takınıp bahane uydurmuştu.
"Arda panik atak geçiriyor galiba, bakar mısın?"
Eliyle sanki az önce yere fırlatan kendisi değilmiş gibi Arda'yı gösterdi, çocuk oturduğu yerden çaresizce etrafa bakınıyordu. Ferdi ilkte Kenan'ı Semih'e bırakmakta tereddüt etse de sonrasında başını anlamış gibi sallayıp kumral oğlana doğru koştu. Kenan kesik kesik aldığı nefesiyle zar zor konuşurken Semih kaşlarını çatıp etrafına bakındı. Kimi anlatmak istediğini anlamamıştı ve az kalsın her şeyin elinde kalacak olmasından da korkmuştu.
"Biri daha düştü... Kahverengi saçlı..."
Kendine kıyasla iri bedeni kollarının arasına alıp terastan çıkarırken sordu. "Ernest mi düştü?!" Kenan gözlerini sımsıkı kapatıp Semih'e tutunurken başını iki yana salladı.
"Kaan'dı sanırım, arkadaşın gördü-"
"Sshh, tamam. Onların hepsi bot korkma."
Kenan'ın tek kelime daha etmesine izin vermeden susturup teselli ediyormuş gibi bir hâle bürünmüştü Semih, sıkıntılı bir nefes verirken kucağındaki bedenle koridorları aştı. Edebiyat kulübüne geldiklerinde içeride Talha ve Cenk'i görmeyi beklemedikleri kesindi. Semih, Kenan'ı kucağından bir kenara bırakırken kaşları çatıldı.
"Takım oyununu ektiniz mi?"
Bunun gerçek bir soru olmadığından sadece Kenan'ın haberi yoktu, hesap soruyordu sarışın. Talha sırıtıp kollarını önünde bağlarken Semih'e doğru adımladı.
"İyi de takım görevi diye bir şey yok, hepimiz Kenan'ın oyununda değil miyiz?"
Anlamazmışçasına birbirine baktı Kenan ve Semih, Talha devam etti.
"Üç kişi terastan düştü Semih, bunun sorumlusunun kim olduğunu bildirmem gerekiyor."
Talha yalandan astığı suratıyla kapıya yöneldiğinde Kenan daha dün iyilik meleği olan bu çocuğa ne olduğunu anlayamamıştı. Semih Talha'yı bileğinden tutup kenara çektiğinde Cenk de ayaklanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yandere simulator | kensem ✓
Fanfictiongünlerden bir gün, kenan yıldız bir video oyunu satın alır. (tetikleyici içerik!! kan, korku, şiddet) kenan yıldız & semih kılıçsoy arda güler & ferdi kadıoğlu 2024 | © spreadmydementia minific (hikâyede geçen bütün olaylar hayal ürünüdür. bahsi geç...