"Bilgi almak için neden etek altı ya da soyunma odası fotoğraflarına ihtiyacımız var aklım almıyor."
Arda iğrenmiş bir ifadeyle konuşurken Kenan da sonunda banyodan çıkıp yanına gelmişti. Bol gömleğinin üstündeki kıravatını hâlâ bağlayamamanın çekincesiyle Arda'ya döndüğünde çocuk ofladı.
"Ne olur ne olmaz diye kilit milit mi vursak kemere?"
Çocuğun kıravatını bağladıktan sonra sırıtırken çenesiyle Kenan'ın kalçasını işaret etti. "Direkt kasa yaptıralım sana Kenan, anca toparlar seninkini."
Kenan kolunu kumral oğlanın omzuna atıp onu kendine çekti gülüşürlerken. Oldukça sakin bir sabahtı, çok oyalanmadan evlerinden iyi dileklerle birlikte çıkmış ve kiraz ağaçlarını inceleyerek okula gelmişlerdi.
Okulun girişinde beden eğitimi öğretmeni Edin Dzeko, lacivert eşofman altı ve beyaz atletiyle öğrenci kimliklerini kontrol ediyordu. Yeni yaktığı belli olan sigarasına kaçamak bakışlar atıyordu arada, kül tablasında için için yanıyordu uzağında, çok da incelemeden kartları geri verirken öğrencileri içeri alıyordu.
"Özellikle belli tipte mi tasarladınız karakterleri?"
Kenan mırıldanırken kartını çıkartıp gösterdi, gülümseyip okula girerken Arda'nın anlamamış bakışlarına maruz kalmıştı.
"Okulun yarısından fazlası diyorum, taş gibi."
"Gene kime yükseldin sen?" Sırıtarak Kenan'a bir de Edin'e bakan Arda karnına dirsek yemesiyle susmuştu. Birlikte edebiyat kulübüne giderlerken önlerini kesen grup ile Kenan Arda'ya telaşla baktı.
"Kenan?"
Karşısında duran beşliden sadece kendisine seslenen mavi gözlere takıldı Kenan'ın yeşilleri. Arda bu sefer Kenan'ın arkasına geçmedi, hatta oğlanın omzundaki kolunu dahi çekmemişti.
"Günaydın Semih," Öne adımlamasına gerek kalmadan sarışın çocuk dibinde bitti, onun küçük tebessümüne karşılık Kenan genişçe gülümsedi. "Ne güzel tesadüf."
"Kesinlikle öyle."
Kenan neredeyse gözünü kırpmadan karşısındaki bedeni süzdü, eğer oyun olmasaydı gerçekte de kalbi şimdiye hızlanmıştı işte bundan çok emindi. 'Keşke seni dışarıda bulsaydım.' diye içinden geçirken sarışının kendisine doğru eğilmesiyle kalp atışı iyice çığırından çıkmıştı. Pantolonunun cebine bir şey koyduğunu fark ettiğinde dikkat çekmemek için sessiz kaldı.
"Tekrar gelmemezlik yapma, seni seviyorum."
Semih, Kenan'ın saçlarını tek eliyle düzelttikten sonra birkaç adım gerilediğinde Kenan şaşkınlık ve anlam verememişliğin karışımıyla kendisine bakıyordu. 'Tekrar gelmemezlik' konusuna mı takılmalıydı yoksa bu ani 'seni seviyorum'a mı bilemedi.
Elini cebine atıp kağıdı aldığında Semih'in arkasında duran kahverengi saçlı oğlan, Kenan'ın kalbini bu denli hızlı çarptıran sarışını bileğinden sürükleyerek koridordan uzaklaştırmıştı. Ernest dedikleri bu çocuk muydu? Epey yakın duruyorlardı.
Kenan o çocuktan nefret etti, sorun olan şey onu deşmek ister gibi bakması değil kendisini gerçekten seviyormuş gibi duran bedene böyle kötü davranmasıydı.
Kenan, Arda'nın kendisini sarsmasıyla kendine gelirken koridorun bir kenarında kıstırıldıklarını yeni yeni fark ediyordu.
"Bu piç kıvırcık dövdü beni!"
"Hangisi?" Kenan'ın yeşilleri şaşkınlıkla bir sarışın ve kahverengi saçlının arasında gidip geldi.
Arda önlerinde kalan üçlüden kahverengi kıvırcıkların sahibini gösterdiğinde Kenan onun malum kıvırcık çocuk olduğunu anladı. Kendilerinden kısa olan bu bedenden nasıl dayak yemiş olabilirdi ki Arda, sanki düşüncelerini duymuş gibi Arda mırıldanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yandere simulator | kensem ✓
Fanfictiongünlerden bir gün, kenan yıldız bir video oyunu satın alır. (tetikleyici içerik!! kan, korku, şiddet) kenan yıldız & semih kılıçsoy arda güler & ferdi kadıoğlu 2024 | © spreadmydementia minific (hikâyede geçen bütün olaylar hayal ürünüdür. bahsi geç...