TANITIM - ARK II : Reis

2.1K 66 5
                                    

Kalender'i saatlerce bekledim ama gelmedi. Onu beklerken uzun uzun banyo bile yaptım. Giyinme odasında koltuğa bıraktığı geceliği elime alıp, yarım saate yakın bekledim.

Gelseydi giyecektim ama gelmedi. Bende elimdeki geceliği çekmeceye, eski yerine yerleştirip siyah bir gecelik giydim.

Işıkları kapatıp yatağa uzandım, bu seferde yatakta beklemeye başladım. Sabaha karşı 4 gibi daldığım uykudan tıkırtılara uyandım.

Yatağın diğer tarafı çöktüğünde Kalender'in geldiğini anladım. Onunla birlikte içki kokusu da buram buram gelmişti.

Kendi kendine, "Banyo yapmam lazım. Oğlum için iyi değil, Arya'mın midesi bulanabilir." dedi ve kalkıp banyoya doğru ilerledi.

Körkütük sarhoş olmuş ve düşündüğü yine ben ve bebeklerimiz miydi?

Bugün bana bağırdı sanmıştım, ama benimle konuşurken sesini olabildiğince sakinleştirmeye çalışmıştı.

Ve beni namlunun ucunda gördüğündeki yüz ifadesi, inanılmaz canımı yakmıştı. Kulaklarımı dört açarak olası bir banyo faciasına karşı diken üstünde bekledim.

Korktuğum olmadı 5-10 dakika sonra Kalender bornozu ile gelip yatağa uzandı. Ardından da bornozu çıkararak bir tarafa fırlattı ve yorganın altına çıplak girdi.

Bunun sonu kötü arkadaşlar, ben Kalender'e ikinci bebeği söyleyemediğim için, korunmamız gerektiğini de anlatamamıştım.

O nedenle bu gece olabildiğince kendimi tutmam ve Kalender'in çıplak, kaslı ve şu an bacağımı elleyen parmaklarına azmamam gerekiyordu.

Bacağımı mı elliyordu? Geceliğin yırtmacından bacağımın iç kısmına doğru okşayarak ilerledi ve parmaklarıyla baldırımı yavaşça sıktı.

Önce bana iyice sokuldu. Sonra da burnunu, saçlarım ve boynum arasında kalan o noktaya götürdü. Her zaman sakinleştiği noktadan, derin birkaç nefes alarak kokumu içine çekti.

İç çamaşırımı kenara kaydırarak parmaklarını klitorisimde oyaladı. Bedenim ona tepki vermemek için kaskatı kesildi.

Boynumdaki saçları çekerek, boynuma öpücükler kondurmaya başladı. Siktir! Bu tahammül edebileceğim bir şey değildi.

Parmağını içime doğru ilerletirken, ani bir hareket ile elini tutup çamaşırımdan çıkarttım. Kalender afallayarak biraz dikeldi.

Kalender'e iyice sırtımı dönerek, "Ben bugün çok yoruldum." dedim. Gerçekten de yorulmuştum, ama Kalender'e yükselmemek imkansızdı.

İçimde kıpırdanan hislerime kızarak, sessizce bekledim. Kalender bir elini karnıma atıp bana iyice yaklaştı.

Saçımı öperek, "Arya'm ben çok özür dilerim." dedi.

"Ben böyle olsun ister miydim? Beni o şekilde göreceğine ölseydim daha iyiydi."

Hani ölüm kelimesi yasaktı? Bana bu yüzden ceza vermemiş miydi? Israrla konuşmadığımda daha çok bana sokuldu.

"Arya'm hasretinden ölüyorum. Bana karşılık ver hadi." dedi ve karnımdaki elini kalçama götürüp, avuçlayarak sıktı.

Veremem, vermek istiyorum ama veremem. İçime neden girmemen gerektiğini sana nasıl anlatacağım? Üstelik en son seferimizde seni buna ben zorlamışken! Pat diye söylese miydim? Bu sefer bu anımızın içine ettiği için Batu'yu kesin öldürürdü. Üstüne bir de vicdan azabı çekerdi.

"Oğlumuz iyi mi? Kanaman falan olmadı değil mi?" diye sorduğunda, "Yanımda olsan bilirdin. Ama sen çekip gittin, bizde sakinleşmedin." dedim.

Aslında doğruydu, benden kaçmıştı. O öfkeli yüzünü gördüğüm için korkarak, benden tam anlamıyla kaçıp gitmişti.

ARK (+21) - Kitap Oluyor!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin