4. Bölüm

14.4K 1.6K 647
                                    

Oy verdiysek keyifle okuyun ve benimle yorumlarda buluşun olur mu? Yoksa küsüyormuşum 😔❤️

 Oy verdiysek keyifle okuyun ve benimle yorumlarda buluşun olur mu? Yoksa küsüyormuşum 😔❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

4. Bölüm
İmtihan bu ya,
Balığın gönlü çöle vurulur.
Şems-i Tebrizi

Mir Aslan Türkoğlu
Gölbaşı, Ankara Özel Kuvvetler Komutanlığı\ Karargâh

Gün gelir hiç tanımadığın birinin hakkı da senden sorulur. Nefes aldığım sürece nefes almalarına izin verdiğim tüm kötülüklerden ben kendimi mesul bilirim. Bu yüzden bin kere düşünüp bir kere hareket ederim. Yaptığım seçimin iyi mi kötü mü olduğu sadece beni değil yeri gelir vatanımı dahi etkiler. Ben dün adalet ve merhamet terazimde bana sığınan bir kadını seçerek kendi canımı değil ama onun canını düşünüp düşmanın kaçmasına göz yummuştum.

Sabaha karşı Ankara'ya indiğimiz saatlerde dün adının Şifa Sürmeli olduğunu öğrendiğim ve geldiğimizde de teyit ettiğimiz kadının ifadeleri, saatler süren kontrolleriyle geçmişti. Rüyamda gördüğüm kadının.

Ben Şifa'yı uzunca seneler rüyamda görmüştüm. Adının ne olduğunu bilmeden sevmiştim. Senelerce onun yüzünü bir yerlerde aramış sonra bunun benim bilinç altımda uydurduğum bir şey olduğunu kabul etmiştim. Ama dün... Dün onu canlı kanlı karşımda gördüğümde feleğim şaşmıştı. Aklım mantığım hiçbir yere bağlayamamıştı ve ben gece boyu sadece onun yüzünü izlemiştim. Hadi yüzünü oturttun bir yere Mir Aslan. Kokusu demiştim kendime. Kokusunu nasıl açıklayacaktım zihnime saçmalık diye. Gece boyu ona baktıkça, kokusunu içime çektikçe kafayı yiyecek gibi olup düşünmeyi bırakmıştım. Şimdi ise kendi komutanımın önündeydim. Odasına girdiğimiz zaman Ülgen Komutan, Şifa'ya birkaç soru sormuştu. Askerlerden birine kafeteryaya götürmesini söyledikten sonra bana döndüğü zaman olayı benden dinlemesi için anlatmaya başladım.

''Dün olanları bir de sizden dinleyelim Yüzbaşım. Kimmiş bu Şifa Sürmeli. Nasıl çıktı karşınıza?''

"Şifa'yı dün öğle saatlerinde su içmek için kuyu ararken gördük komutanım. Bizimle o süre içinde Arapça konuştu ve kendini tanıtmadı. Aramızda hiçbir konuşma geçmemişti fakat içlerindeki ajanımız Hüseyin'in geldiğini gördüğünde bize kaçmamızı söyleyerek uzaklaştı. Muhtemelen bizim güvenliğimiz için kendi canını da yok saydı.''

Ülgen komutanın yüzünde silikleşmiş bir tebessüm oluştu. Öylesi bir cehennemde kendi canını düşünmeden, vatanı ve askeri için bencillikten kaçmış olması herkesin yapabileceği bir şey değildi. Açıkçası o kaçıp gittikten sonra ve arkasından bakışlarımı çekemezken bile ben de bunu düşünmüştüm. Cesaretini...

Ülgen komutan devam et dercesine bir bakış attığında fark ettim duraksadığımı. ''Hüseyin geldiğinde burada bir Türk bulunup bulunmadığını sordum. Konuşmasından Türk olduğunu anlamıştım ama üzerinde çarşaf olduğunu tarif etmem mümkün değildi. Hüseyin ablası Seda Sürmeli ve Şifa Sürmeli'den bahsetti. Ablasının Said ile evli olduğunu Şifa'nın da kendi geldiğini ama istemediğini söyleyerek çelişkili ifadelerde bulundu. O da tam bir bilgiye sahip değildi. Ben de daha fazlasını sorgulamadım. Affan'ın bölgeye Şifa'yı almak için gelmesi ise bizim tarafımızdan tesadüftü. Genelde bizim bölgede olduğumuzu bilirken evinden çıkmıyordu. Biliyorsunuz."

MirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin