7. Bölüm

9.9K 1.3K 1K
                                    


Oy verdiyseniz keyifle okuyun ve benimle yorumlarda buluşun lütfen ❤️

7.Bölüm

Ertesi gün sana kavuşamayacağım için,

Uyuyamadığım geceler var benim.

Cemal Süreya

Zehir de şifa da birdir, ölçüyle şekillenir.

Ölüm kapımızda,

Biz seninle bir hiçliğin ortasında canımın içi,

Zehrin öylesine kuvvetli ki şifamıza engeldi.

Sandım ki onu bulunca her şey bitecek, kader sadece buluşacağımız süreyi bize azap kılacaktı. Şimdi görüyorum ki buluşmak kavuşmakla eş değer değildi. Dün bizim aramızda geçenler hem birbirimize ait olduğumuzun bir göstergesi hem de vazgeçmemiz gerektiğini gösteren işaretlerdi. Ne neden böyle oldu diye kendime sorabildim ne de içimin sökülürcesine yandığını ona gösterebildim. O Asude'yi seçerek kadere karşı direnmeyi seçtiğinde ben de ona teslim oldum. Gidişimi kabul görüşüne sevinmem gerekirken içimin acıyan tarafları sadece derin bir sessizliğe gömülmeme sebebiyet verdi.

Ben yalancı değildim. Gizleyemezdim, saklayamazdım. Hissetmediğim duyguları maske yapıp ardında duramazdım. İçimin sızısını dile vuramasam da yokmuş gibi de davranamazdım, davranamadım. Tamam dedim sadece. En iyisi böyle olacak dedim. Belki de öyleydi esasında. Belki de en doğrusu birbirimizden uzak durmamızdı.

Oldukça geç biten gecenin ardından kısa bir uyku çekmiştim. Ne beklediğim gibi kâbus görmüştüm ne de iyi sayılabilecek bir rüya. Sanıyorum ki çok yorgun bir günün ardından geç bir saatte uykuya dalışımdan sebepti bu. Bana kalsa daha da uyanmazdım muhtemelen ama kuş uykusu sayılabilecek uykumdan yıllar sonra tekrar benimle olan telefon uyandırdı beni. Göğsümün hemen üstünde titreyen telefon sıçramama sebep olmuştu. Sıçramamla birlikte de yatağa düşen telefonu yakalamaya çalışmam bir olmuştu. Birkaç saniyede yaşadığım panik uykumu bir anda dağıtırken telefonu elime aldığımda bir mesajla karşılaştım. Mir Aslan'dan gelen bir mesajla. Dağılan saçlarımı elimle düzeltirken mesaja baktım.

Mir: Pişt

Mir: Uyandın mı?

Ne yapacağımı bilemeyerek telefona baktım önce. Derin bir nefes aldım.

''Aynen Şifa. Aynen kızım uzak duracaksınız. Bak duruyorsun. Elin ayağına dolandı bir mesajla.''

Yatakta rahat bir pozisyonda oturup mesaj yazmaya başladım. Senelerdir unuttuğum bu mesajlaşma hali bana bir hayli garip gelmişti. Parmaklarımın telefon üzerinde dolandırdığım o his çok keyifliydi.

Şifa: Yani. Sen mesaj atana kadar uyanmamıştım.

Bir sene öncesine göre bir hayli unutmuş ve yavaş yazmış olsam da parmaklarımın özgürce tuşlarda gezmesi ve birileriyle iletişim kurmak bana iyi hissettirmişti.

Mir: Uyandın yani?

Gülümsemeden edemedim bu mesajına.

Şifa: Evet öyle oldu.

Mir: Tamam. Hadi aşağıya gel o zaman. Seni bekliyorum.

Tebessüm ederek tekrar mesaj yazmaya başladım.

Şifa: Senin kusura bakma uyandırdım mı falan demen gerekmiyor muydu? Ya da devam et uykuna gibi bir şeyler.

Benim aksime o daha hızlı cevap veriyordu.

MirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin