2. Bölüm

23K 2.8K 938
                                        

Oy verdiysek keyifle okuyup benimle yorumlarda buluşun olur mu ?

Oy verdiysek keyifle okuyup benimle yorumlarda buluşun olur mu ? ❤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


2. Bölüm

Nurullah Genç, 'Rüveyda' şiirinde

''Alaca bir at koşar içimde,

Zamansız, mekânsız nefese doğru.'' Diye başlayan mısralarını

''At vuruldu; içim paramparça Rüveyda.'' Diye bitirir.

Halim başka nasıl anlatılır bilmem. At vuruldu; içim paramparça.

''Sima.'' Dedim kulaklarım inkarının bekçisi, elim yüreğimde bir umutla. ''Sen ne dediğinin farkında mısın?''

En karanlık gecede bile ayın ışığına sığınıp umut etmekten bir an olsun vazgeçmezken bu kaçıncı hayallerimden, umutlarımdan vuruluşum. Kadın olmanın epey zor olduğu bu dünyada nedir benim bu bitmek bilmez sınavım. Direnecek gücüm, adım atacak takatim kalmamışken kurtuluş nerededir? Bir kurtuluş yoksa eğer kaderde, Allah'a el açarım yalvarırım al canımı diye. Öyle bir çıkmaz, öyle bir diptir halim.

Bir umutla tutunduğum o yerde umudumdan vurdular beni. ''Evet.'' Dedi Sima. Benim dalıp giden bakışlarımda muhtemel ki kendi hayatının telaşına düştü. Ellerime yapışarak bütün tedirginliğiyle ''Sakın Şifa!'' diye uyardı beni olabildiğince sert bakışlarıyla. ''Sakın benden duyduğunu deme kimseye.''

Başımı salladım sadece olumlu anlamda, tüm olumsuzlukların içinde. Karşımdaki kırık aynadaki aksimde gördüğüm bendim ama benden eser kalmış mıydı orası muammaydı. Gözünün feri sönmek deyimini ben kendimde gördüm. Gözümün feri söndü, umudum öldü. Buradan kaçıp gitme hayallerim Said'in kurduğu düşüncelerde asılı kaldı.

Bir başkasının kendi çıkarları uğruna sizi malı gibi görmesi... Benim doğduğum topraklar böyle değildi. Benim yetiştiğim aile, benim gördüğüm insanlar, benim tanıdığım, içine doğduğum dünya böyle değildi. İncindiği yerden kırk kez iyileşsin diye öpen, mazlumun yanında olan, topraklarına güller ekip cennete çeviren insanların içinden geldim ben. Burada gördüğüm yaralarını daha çok kanatan, mazlumsan bir kez daha çelme takan, toprakları kandan ve zulümden başka bir şey görmeyenlerin dünyasıydı. Şimdi ise ait olmadığım, olmak dahi istemeyeceğim, kabullenmediğim bu dünyada tam ateşin ortasına atmak istiyorlardı beni.

Ben aynada ruhu da bedeninden artık gitmiş o kadına bakarken, onun için bir çıkış ararken ''Ben gidiyorum şimdi.'' Dedi Sima beni kendime getirerek. ''Sen de bir an önce git istersen. Said senin adını bağırıp duruyordu.''

Yine ağzımdan tek bir kelime çıkmadı. Başımı salladım sadece. Gidecektim. Hem de sessizce. Benim bu gece bu şehirden, bu topraklarda ölüm dahi çıksa da gidecektim.

MirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin