Uzun bir bölümle geldim ben, severek okursunuz umarım :)
HAYDİ ELLERİ YILDIZA VE YORUMA! :)
Keyifli okumalar diliyorum... :)
&&&
Ali burnundan soluyordu. Asya'yı ve Timuçin'i yan yana gördüğünde deliye döndü. Birbirlerine olan çekimleri, genç adamı çaresiz bırakıyordu. En sevdiği insanı kaybederse ne olacağını bilemediği bir çaresizlik...
"Bana geçelim."
"Beni eve bıraksan daha iyi."
Adamın sesi sert ve tahammülsüzdü. "Hayır, seni evde yalnız bırakmayacağım. Bana geçelim!"
Asya derin bir nefes aldı. "Biraz yalnızlığa ihtiyacım var Ali. Bu olanlar beni çok yordu."
"Evde kalmak seni daha çok üzecek. Biraz konuşalım. Sana bir kahve yaparım."
"Biraz uyumak istiyorum."
"Kahveden sonra uyursun."
Onunla savaşacak gücü kendinde bulamıyordu. Zaten Ali'nin evine giden yol ayrımına çoktan girmişlerdi.
Eve girince kadını oturma odasındaki koltuğa yerleştirdi. "Sana bir kahve yapayım, iyi gelir."
"Acele edersen sevinirim."
"Burada da yatıp dinlenebilirsin."
Göz göze geldiler. Ali'nin evinde kalmamıştı hiç. Ateşle barut fikri onu her daim korkuturdu. İnsan bazen kendi için şüpheye düşmeliydi. Yapar mıyım? Sorusunu es geçmemeli, olumlu ve olumsuz tarafları listelemeli ve ona göre harekete geçmeliydi. Ali'ye umut vermemek adına evinde kısa süreli misafirlikte bulunmuştu.
Yastığı sırtına yerleştirirken bakışlarını kaçırdı. "Teşekkürler. Lütfen sütü biraz fazla olsun."
Ali sessizliğini koruyarak mutfağa geçti ve kahveleri hazırlayana dek sustular. Kadının karşısına geçtiğinde dalgınca kahvesini yudumlayışını seyretti. Yüzü bitkin ve beyazdı. Ne kadar belli etmemeye çalışsa da, gözlerinin beyazından kenara saklanmış birkaç kırmızı nokta, ağladığını gösteriyordu. Bu ihtimali düşününce içi birden öfke doldu. Asya değil, başkaları ağlamalıydı. Onu kendisinden başka kimse üzemezdi. Tam bir bencildi!
Dağınık siyah saçları, omuzlarından aşağıya dökülüp incecik beline kadar ulaşıyordu. Bir an saçlarına dokunmak istedi genç adam, onu sevmek istedi... Şu makyajsız haliyle bile onun gönlüne tekrar yerleşmiş, içinde bir yerleri sıcacık etmişti. Ona aşıktı, defalarca belli etse de, hiç tam anlamıyla söylememişti. Bu cesareti hiç bulamamıştı; çünkü reddedileceğini biliyordu. Asya gözlerini ona çevirdiğinde, bakışlarında aynı titreşimleri yakalayamıyordu.
Gözleri dudaklarına kaydı. Öpmeyi çok istediği, kendi içinde, hayallerinde yaşadığı o öpücükleri hayata geçirmeyi çok istiyordu artık. Elini kaldırsa saçlarını okşasa, sonra onu sarıp sarmalasa, yanında olduğunu söylese, küçük de olsa bir öpücük kapsa... Yıllarca onu istemiş, peşinden buraya kadar gelmişti.
Dün gibi hatırlıyordu, siyah saçlarını savurarak kantinden içeri girdiğini. Yanındaki çocukla gülerek konuşuyordu. O an ilk kez kıskanmıştı. İlk kez görüp ilk kez orada sevmeye başladığı gibi...
Herhangi bir adım atmak için yeri ve zamanı değildi biliyordu. Bir şeyleri gerçekleştirmek için biraz beklemesi gerekiyor, önce aklındakileri halletmesi gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ PATRON (+13)
Misterio / SuspensoGİZEMLİ PATRON Zor bir çocukluk geçiren Asya, hayatına Muğla'da bir otelde çalışarak geçirmektedir. En yakın arkadaşı ve en büyük destekçisi de onun kadar yaralı bir geçmişe sahip Ali'dir. Otele yapılacak yeni bir bar için, p...