~13~

9.6K 453 10
                                    


Dalgaların sesi, uzun süredir gerilen bedenini rahatlatmaya, rüyalarında duyduğu çığlık seslerine karşılık huzuru vermeye yetmişti. Gözlerini aralamadan gülümsedi. Kalbi ve ruhu açlığından kurtuluyordu. Yanındaki adamı görmeye niyetlendi. Timuçin'i yanında göremeyince dışarı çıktı.

Bir koya yaklaşmışlardı. Etrafın güzelliğini izledi parlak güneşin altından. Yeşilliklerle kaplanmış dağlar, sonsuz gibi görünen deniz, dalgaların hırçınlığına maruz kalan sahil... Sessizlik, sadece birkaç kuşun cıvıltısı ve rüzgarın uğultusuyla bölünmüştü. Koyda kimsecikler yoktu. Ağaçların ardından bir otel görünüyordu. Otel müşterileri bu koyu çok nadir kullanıyor olmalılar, diye düşündü Asya. Bu iyi bir şeydi aslında. O gece sahilin tadına varabilirlerdi.

Timuçin'i görebilmek için elini gözüne siper etti. Habersiz gitmesine biraz bozulmuştu. Güzel geçen bir gecenin ardından tek başına uyanmak sinirine dokunmuştu. Bir açıklamasının olduğuna inanarak bikinisinin üzerine giydiği beyaz elbiseyi tek hamlede çıkardı ve kollarını açıp gerindi. Rüzgarın, tuzlu deniz kokusunun ve yakan güneşin tadına vardı. Hemen sonra balıklama denize atladı.

Suyun altında yüzdü. Kırılan Güneş ışınları taşsız kumlara vurmuştu. Daha derine indi. Pürüzsüz kumlara dokunmak istedi. Onun geldiğini gören balıklar kaçıştı. Gözünü yakan tuzlu suyun ve temiz görüntünün keyfini çıkardı. Nefes ihtiyacı için su yüzüne çıktığında tekneden uzaklaştığını gördü. Denize aşık bir kadındı. Uzun bir kışın sonunda özlenenler listesinin başında gelirdi. Kendine koyduğu küçük hedeflerle denizde yüzdü durdu. Yorulan bedenini düzene sokmak için yavaş yavaş tekneye yol aldı.

En iyisi güzel bir kahvaltı hazırlayarak tatilin ilk gününde onu yalnız bırakan adamı utandırmaktı. Dala çıka tekneye ilerledi. Bir elini merdivene atacaktı ki, ayağına bir şey değdi. Genç kadın şaşırarak ayağını suyun içinde oynattı. Bunun bir yosun olduğunu düşünerek, ayağını kaldırdığı sırada hızla denizin içine çekildi. Elleriyle tekneye tutunmaya çalıştı. Ayağı serbest kalır kalmaz kendini suyun yüzeyine çıkardı. Burnuna ve ağzına hücum eden tuzlu suyu hızla öksürdü. Elini merdivene atamadan, tekrar denizin derinliklerine gömüldü. Bu sefer nefes almayı ve onu suyun içinde vermeyi akıl edebilmişti. Baloncuklar yukarı çıkarken, o derinlere çekildi. Çırpınmaya başlayacakken onu gördü.

Timuçin onunla aynı seviyeye geldi. Saçları denizin içinde dalgalanıyordu. Işık mavi gözlerine değmişti. Bakışları parlak ve baştan çıkarıcıydı. Ona gülümsedi.

Genç kadın öyle korkmuştu ki kendine engel olamadı ve vurmaya çalıştı. Ama suyun içinde bu mümkün değildi. Bunu görmezden gelen genç adam onu sıkıca yakaladı ve dudaklarını onunkilere bastırdı. Birkaç saniye içinde sarmaş dolaş oldular. Nefesini daha fazla tutamayan Asya bir işaretle yukarı çıkmaları gerektiğini vurguladı ve oksijene ulaştılar.

"Böyle şaka mı olur, korkudan ölecektim!"

Timuçin kıs kıs gülerken kadına yaklaşıyordu.

"Gülme, kızgınım sana." Dediyse de aklını uçurmaya hazırlanan adamın ağzına kaymıştı bakışları.

"Kızmaktan daha önemli şeyler var."

"Ne gibi?"

Birbirlerine baktılar bir süre. Doğanın sesini duyuyorlardı bir tek. Güzel bir an, diye düşündü Timuçin ama yetersizdi. Bundan sonraki dakikaları harika yapacak bir fikri vardı. O yüzden kadını öptü.

"Benimle tekneye gel," deyip yüzmeye başladı. Asya'nın geride durmaya zaten niyeti yoktu.

Genç adam, kadının bikinisinin üzerini çıkarmadan önce kararmış gözlerle baktı. Kırmızı ve mavi iki parçadan oluşan bikininin, üst kısmı kırmızıydı ve kadının göğsünün yarısını açıkta bırakan yuvarlak bir boşluk geliyordu. Aklı başından gitmişti adeta. Hırsla üsttekinden kurtuldu.

GİZEMLİ PATRON (+13)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin