Bir yandan şarkı dinleyip bir yandan da yemek bişiriyordum. Dünden sonra bana bir enerji gelmişti anlatamam. Çok sevinçliydim. İçimde neşe patlaması yaşıyordum.Sabah erken kalkıp hazırlanıp dersime gittim. Eve geldiğimde evleri temizledim. Dik bucak. Şimdide yemek bişiriyordum. İçim kıpır kıpırdı. Bana iyi gelen Çağrıydı. Dün onunla barışmış. Hatta güzel iltifatlar ve sözler almıştım.
Onu seviyordum bee. Acaba o da beni seviyor muyordu? Sevmese neden benimle konuşurdu salak!
Belki şerefsiz?
26 yaşında, komutan, ve şerefsiz?
Evet ne var komutanlar bir de yaşlılar şerefsiz olamıyor mu?
Yok daha neler..!
Düşüncelerimi benden ayıran kapının ziliydi. Yemeğin altını kısdım ve elimi önlüğüme sildim. Saat öğlen 3.34 dü. Ağır adımlarla kapıya doğru adımladım. Kapını açtığımda bir beden hızla bana sarılmıştı.
Şaşkınlıkla gözlerimi açtığımda. Kimin bana sarıldığını bilmiyordum. Fakat kokusu ondan önce gelmişti. Nerde görsem bu kokunu bilirdim.
Sevimli kardeşim. Mert
Acaba izin mi almıştı diye düşünmedim değil. Sarılışı bittiğinde geri çekildi. Sonunda yüzünü gördüm. Yüzünde gülümseme yerin korurken ayakkabıkarını çıkardı ve söylene söylene konuştu.
"Naberr benim prensesim?"
"İyiyimde sen nerden çıktın?"
Sorumla kaşları çatıldı. Anında üzgün bir surat takındı ve yalandan elini göğsünün üzerine koyarak acıkla konuştu
"Aşk olsun sevinmedin mi geldiğime?
Anında cavabı yapıştırdım
"Hayır?"
Cevabımı takmadan salona geçip kuruldu. Üzerinde salaş bir siyah pantolan, düz beyaz bir tişört vardı. Allah var kardeşim hem şeker hemde yakışıklıydı.
Genlerden canım, genlerden
Gidib yanına oturdum. Anında kafasını omuzma yasladı ve bana sokuldu. Elimi kaldırıb yumuşak saçlarını okşadım. Ne kadar onunla uğraşsamda onu çok seviyordum. Her abla kardeş ilişkisi
Kafasını biraz kaldırıb çenesini göğsüme yasladı ve konuştu
"Çok özledim abla seni, oralar sensiz geçmiyor be"
Gülümsedim. Onun bu sözlerine ciddi anlamda cevap vermek isterdim ama bir abla olarak cevap verdim
"Napayım bende mi askere geleyim?"
Gülerek konuştuğumda kafasını hızla benden çekti ve doğruldu.
"Aslında olur haa"
Gülüp başımı iki yana salladım. Mert gözünü etrafda gezdirdi. Ve anında gözlerini pörtletdi.
"Yayla çorbası mı yoksa?"
Dediği ile aklımadan çıkan çorba geldi aklıma. Hızla kalkıp mutfağa koştum. Mert tıpış tıpış arkamdan geliyordu. İnşAllah yanmazzzz
Çorabını altını kapattım ve kapağını açıp karıştırdım. Yanmamıştı. Derin nefes aldım.
Yanmamıştı yemeğim..
"Ohhh missss "
Dedi Mert iç çekerek. Yayla çorbasını çok seviyordu. Allahdan onun geldiğini bilmeden bişirmişim. Onun bu söylemine gülümsedim. Arkamı dönerek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komutan mısın?
General FictionKocam: Noldu küçüğüm dilin mi tutuldu? Kocam: Merak etme ben bir işlerimi halledeyim seninle ilgilenicem Kocam: Her zerrenle tek tek ilgilenecem Ben: Nasıl ilgilenmek? Kocam: Özel olarak bebeğim sen merak etme ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Yanlış bir...