Bir Çift Eldiven

17 1 1
                                    

Gece yarısına dakikalar kala büyük olan yürüyüşünün ardından sokak lambasının aydınlattığı banka varabilmişti. Soğuk hava ellerini tahriş ettiğinde ceplerine sokmuş, aldığı bir çift eldiveni de sıkı sıkıya tutarak sıcak yerde saklamıştı.

Adımlarını yavaşlatarak geldi boyalarının akmış olduğu banka. Oturdu etrafına bakarak. Gözleri boş alanda gezindi öylesine, kimseye rastetmemişti bu zamana kadar. Aslında iyiydi bu onun için çünkü belki de kendisinden küçük olan pek hoşlanmıyordu gürültülü yerlerden.

Bir süre daha oturdu aklında nasıl bir diyalog geçeceğine dair düşünerek. Daldığı noktada bir siluet fark etti,yerinden kalmaya çalışmadı buraya geleceğini biliyordu zaten. Hoseok başı yere eğik şekilde gelmişti yanına. Yoongi yüzünde hafif bir tebessümle, "Hoş geldiniz," dedi. Hoseok başını sallayıp bankın bir köşesine oturdu.

"Birkaç gündür yoktunuz, bir sorun mu vardı?"

Sessizliğini koruyarak başını hayır manasında salladı. "Gelmediniz ama." Sözünün arkasında durmayan, yalan söyleyen biri olacağını düşünmeye başlamıştı bir yanı ama buna engel oldu, bir sorun olmadığı sürece sözünde duran birine benziyordu.

"Önemli bir şey değil. Gelemedim sadece."

"Yoksa yine abiniz mi?.."

Bıkkın bir nefes verdi ardından. Bu konu hakkında konuşmak istemiyordu, rahatsız hissederek yerinde kımıldandı; ellerini banka bastırarak burnunu büzüştürdü. Ayaklarını yerdeki kumla oynamak için hareket ettirdiği zaman Yoongi'yi cevaplamak için dudaklarını araladı.

"Hayır."

Yalan söylediğini bilmiyordu ne de olsa, onun hakkında hiçbir bilgisi yoktu bundan da bihaber olduğunu düşünerek yalan söyledi.

Ve sonra sessizleşti tekrardan etraf. İkisi de konuşmadı. Hoseok neden burada olduğunu bilmiyordu buraya sessiz ve kimsesiz olduğunu bilerek geliyordu ama şimdi bu adam da burayı öğrenmiş ve onunla konuşmaya çalışıyordu, Hoseok bundan kesinlikle rahatsızdı. Kalkıp gitmek istiyordu küçük evine. Belki biraz uyurdu.

Yoongi etraftaki hayvan sesleri yüzünden ürkerken elini cebine attı. Eline gelen paketi fark edince çıkardı yavaşça. Onu düşünerek aldığı eldiveni Hoseok'a doğru uzatırken adını zikretti:

"Hoseok,"

Başını ve bakışlarını Yoongi'ye saniyelik iletti. Gözleri pakete iliştiğinde umursuzca, "Evet?" Diyerek söylemesi gerekeni bekledi.

"Size aldım."

Hastanede çok kez elini kaşıyıp derisini soyduğunu fark etmişti Yoongi. Belki bunu takarsa ellerini kaşıyamaz, dokunamaz ve şekilde de ellerini koruyacağını düşünmüştü. Dışarıdan bakılınca düşüncesizce alındığı görülebilirdi ama fazlasıyla inceydi Yoongi.

"Kabuk tutmuş ellerinizi kanatmazsınız artık."

"Buna gerek yoktu. Ellerim zaten iyi."

Yoongi kendisine bu kadar uzun süre bakan gözlerden gözlerini çekerek Hoseok'un kucağındaki kızarmış, kanatılmış ve bazı yerlerinin kabuk bağlamış olduğu ellerine sabitledi. Hoseok fark ettiğinde üzerindeki hırkanın kollarından çekerek yaralı ellerini gizlemeye çalıştı.

Yoongi onun kabul veya redde dair bir söz söylemediğini hatırladığında usulca yanına kaydı. Aralarında Hoseok'u rahatsız etmeyecek bir mesafe bırakıp sakin bir ses tonunda konuştu.

"Ellerinizi tutabilir miyim?"

Hoseok kısa ve hızla başını salladı. Yoongi derin bir nefes alarak narin ve yavaş hareketlerle kolunu kavradı. Donmuş vaziyette kendisini izleyen gencin sağ elini gözlerinin önüne getirdiğinde paketinden çıkardığı deri eldivenin bilek kısmını açıp aynı yavaşlıkta parmaklardan geçirdi, o sırada ağzı tekrardan açıldı.

FİRE|SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin