10 Bölüm-Hatalar ve umutlar

35 5 8
                                    

Hayatta mutluluğu elimizden alan birşeyler vardı,bizim asla gülümsememize izin vermeyen birşeyler vardı.Gülümsemeyide pek bilmezdim zaten,içimdeki o küçük kız çocuğu daha çok ağlamayı hatırlardı.

Kaybedişler beni hep korkuturdu,kaybedilmekten hiç korkmazdım.Hatta kaybedilmeyi ben alışkanlık haline getirmiştim,insanlar beni kaybederdi.Ben yalnız kalırdım,buna alışıktım.Ama ben,insanları kaybetmeye kıyamazdım.

Değer veriyordum,seviyordum ve sonunda hepsi gidiyordu.Artık daha fazla kaybetmek istemiyordum,ben terkediliğimde bile canımı yakan terkedilmek değildi,canımı yakan bir daha o insanları asla göremeyecek olmamdı.

Bir yağmur yağıyordu,günahlarımızı temizlemek için mi yağıyordu?yoksa bizi insanların günahlarından korumak için mi yağıyordu bilmiyordum.Tanrı yine mi beni cezalandırıyordu?yada bu sefer bizi cezalandırıyordu.

Bir kurşun vardı,bir adamın gülüşünü aldı.Fırat önümüzde geriye sendelerken kırmızı balon havada süzülüp gidiyordu gözlerim olanları anlamaya çalışırken kalbim o kadar hızlı atmıştı ki ben daha önce bu acıyı Kenanı kaybederken hissetmiştim.

"Fırat!"Diye duyduğum haykırış Keskin'e aitti,Fırat yere düşmeden önce onu yakalayan ve onunla birlikte yere çöken Pusat olmuştu,Keskin hızla Fıratın yanına diz çökerken Vira saniyeler içinde titremeye başlamıştı.

Biz dağılmıştık,bir kurşun hepimizin kalbine öyle bir korku tohumu sermişti ki ben hayatımda daha önce hiç bu kadar korkmamıştım.

Fıratın gözleri yukarı dikilmişti,Pusat şoktan yavaş yavaş çıkarken gözlerindeki korkuyla elleride titredi."Fırat,bana bak iyi misin?"Demişti Keskin'in dolan gözleriyle titreyen sesi.

Kısa saniye içinde Vira'da Fırat'ın yanına çökerken gözlerinden yaşlar akıyordu."Fırat."Diye bilmişti sadece titrek sesiyle,ardından eşlik eden hıçkırıklarla ne dediği anlaşılmıyordu.

Şiddetlenen yağmur giderek hızlanıyordu,bende titreyen dizlerimin üstüne düşüp Fıratın yüzüne bakarken çoktan gözlerim dolmuştu.

Keskin hızla cebinden telefonunu çıkardığında Fırat konuşamıyordu,sadece titreyen gözlerini haraket ettiriyordu.

"Fırat."Diye mırıldandı Pusat titrek bir sesle,daha önce asla duymadığım bir çaresizlik duydum sesinde,gözyaşları akmadı ama biraz daha geçerse akacaktı.

"Bana bak lan."Diye mırıldandı ellerini Fırat'ın yüzünde gezdirirken telaşlı bir sesle,sesinin altında gizlediği korku kalbimi kırıyordu.Fıratın gözlerimin önümde kanlar içindeki şekli,kana bulanan beyaz tişörtü tüm vücudumun titremesinü sebep oluyordu.

"Alo,Derineli sokak 34 numaraya acil ambulans gerek!"Keskin'in çoktan Ambulansı aramıştı,gözleri Fırat'dan biran olsun ayrılmazken sesinde çok büyük bir telaş vardı.

(Böyle bir sokak var mı bilmemmm,uydurdum)

"Çabuk olun,çabuk olun"Dedi telaşlı sesiyle bir eli Fırat'ın saçlarını geri iterken yüzüne gözyaşları akıyordu.

Karşı tarafdan duyduğum kısık seslerin ardından Keskin tekrar telaşla konuştu."Kalbi."Dedi,durup nefesini verdi."Kalbinden vuruldu,yalvarırım çabuk olun."

Fırat'a baktığımda alnından çoktan boncuk,boncuk terler akıyordu,gözleri ağırlaşırken onunda gözlerinin dolduğuna şahit oldum.

"Kapatma."Dedi Pusat yüksek bir sesle."Sakın kapatma gözlerini."

Çetenin KalbiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin