(Kelime sayısı; 4300
Bölüm şarkıları; Gece yolcuları- unut beni
İlhan- ellerimde çiçekler.)Bir savaşın ortasında gibiydim. Yada hayatım boyunca oynayıp kazanadığım bir oyun vardı. Bitiremediğim bir savaş vardı, her gün daha fazla kan dökülüyordu ama ben asla o oyunun sonuna varamıyordum. Her geçen saniye daha fazla can yanıyordu. Ben sadece kaybedip her seferinde olduğum yere dönüyordum.
Bitmeyen bir oyundu, sonsuz gibiydi. Issız bir sokaktı, ışıkları yoktu. Ve beni o çukurdan çıkaracak belki de kimsem yoktu.
Belkide hep bu yüzden kayboluyordum. Sadece sesler vardı ama ben bana uzanan elleri hiçbir zaman bulamıyordum. Hayatımda bir kez bile beni önemsemeyen babamdan bekleyeceğim tek şeyde buydu zaten. Beni hiç düşünmeden kendi iyiliği için başka bir adama verecek olması.
Herşey aniden gelişmişti, Pusat'ın yumruğu öyle sertdiki benim ağzımdan çıkan şok dolu çığlıkla ayağa kalkmam bir olmuştu. Adam sandalyeyle beraber geri düşünce Keskin Pusat'ı geri çekmeyi başarmış ama geç kalmıştı.
"Ağzınla burnunun yerini değiştiririm senin şerefsiz, o zaman görürsün kimmiş güzel olan." Dedi Pusat öfkeyle dişlerinin arasında gözlerinde bariz bir öfke vardı.
Ama benim aklımdaki tek soru beni nasıl bulmuş olduğuydu. Yada bu adamın bana söylediği kelimeleri nasıl duymuştu?
Pusat burnunda soluyarak yere düşen adama bakarken babam gözlerini devirdi. "İyi misin Serhan?" Dedi adının Serhan olduğunu öğrendiğimiz adamın yanına eğilerek. Adını duyduğum an bana neden bu kadar tanıdık geldiğini anladım.
Sertçe yutkunmama neden oldu. Onu tanıyordum, ve yüzünün her zerresi işte bana bu yüzden tanıdık gelmişti. O benim kabuslarım olan evden geliyordu. Yüzünde ki kesiği hiç unutmamıştım o kesik her zaman aklımın bir köşesindeydi.
Ellerim tuttuğum sandalyeyi sıkarken Serhan burnundan akan kanı koluyla sildi. Gözleri alayla beni izledi. "Hatırladın dimi?" Diye sordu neşeli bir tınıyla. Nefesini verip ayağa kalktığında ben tiksintiyle ona bakıyordum.
Pusatın gözleri bana döndü. "Tanıyor musun bu orospu evladını?"Dedi sesindeki şüpheyle. Bakışlarımı ona kaldırdım. Keskin tek kaşı havalanırken oda bana baktı.
Bakışlarımı masaya diktiğimde Serhan gülümsedi. "Tabiki tanıyor." Dedi sahte bir masumlukla ardından parmağıyla yanağındaki izi gösterdi.
"Kendisi yüzümdeki yaranın sahipi olur." Diye eklediğinde bana o hastalıklı gülüşünü sundu. Pusat'ın bakışları benim yüzümdeyken bense sadece masaya bakıyordum. Bir şeyler vardı, ve Pusat bunun farkındaydı.
"Az bile yapmış." Dedi Keskin sert bir ses tonuyla ikiside bir şeyler döndüğünü farketmişti. Babam nefesini verip kollarını göğsünde kenetledi. "Yalnız geleceğini sanıyordum hâlâ benden korkuyor musun kızım?" Diye sordu alaycı bir tınıyla bana bakarak.
Bakışlarımı ona kaldırdığımda gözlerimde bariz bir öfke vardı. Keskin babamın yakasından tutup onu geri itti. "Kapa lan çeneni!" Öfke gözlerine akın etmişti. Pusat'ın hareleri sadece Serhandaydı. İlk kez babama değilde, bir başkasına öfkeyle bakıyordu. Başka yerde olsak babamı diri diri gömerdi. Ama şuan tek odağı Serhan gibiydi.
"Hatırlıyorsun bu izi." Dedi Serhan gözlerini bana dikerek. Sesinin altında yatan tehlikeyi sezdim. Birkaç adım bana yaklaşmak istediğinde Pusat hızla aramıza girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çetenin Kalbi
Teen FictionKoşabildiğim kadar koştum, ama her sokağın bir çıkmazı vardır geçmişimin hayaletleri yine beni kovaladı. Asla susmayan o kafam bugün daha çok konuştu, nefesim tükenirken arkama bakmadan koşmaya devam ettim. "Nil!"' diye tekrar bağırdı sesi, başımı h...