(Kelime sayısı;4400)Üşüyorduk. Soğuk olmayan bir havanın içinde biz titriyorduk. Ve en çok Pusat üşüyordu. Bunu gözlerinde göre biliyordum.
Kendine sardığı kolları bile artık onu ısıtmıyordu. Geçmişin acıları onu sarsıyordu. Belkide korkutuyordu, ama bunu bizden gizliyordu. Acılarını saklarsa geçecek sanıyordu. Ama acılar gizlendikçe daha fazla kanardı.
Kanatacak bir yer illaki bulurdu. Kalbini kanatırdı, belki aklını, belki ellerini. Ama kapanmayan bir yara zehir gibi vücuduna yayılırdı ve seni asla terketmezdi.
Fırat'ın hastanede yatmasının üstünden tam bir hafta geçmişti. O bir haftanın ardından nihayet Fırat taburcu olmak için odasında hazırlanıyordu.
O geceden sonra Pusat'ın değişen ifadesi göz önündeydi. Zaten kötüydü. Giderek dahada kötü bir hal aldığını farkediyorduk. Babası ona bir oyun oynuyordu, bilerek onun geçmiş acılarının üstüne bastırıyordu.
Çünki biliyordu ki Pusat iyi değildi. Ve eğer onun geçmişine baskı yapmaya devam ederse acılarınında daha fazla gün ışığına çıkacağından haberdardı.
Ne tür bir vicdansız oğlunun kendi annesini öldürmesine sebep olurdu ki?Pusat'ın babası Pusat'da asla kapanmayacak bir yara açmıştı.
"Leydiz en centlmen!' Fırat'ın bağırışıyla hepimizin bakışları oraya döndü.
"Çaktırmayın bir haftadır çukur izliyor." Dedi Keskin elinin tersini ağzına tutup fısıldayarak.
Fırat gözlüklerini takıp ellerini iki yana açıp bize doğru yürüdü. "Yürümeyi özlemişim lan." Dedi alayla.
Hepimiz ona baktığımıza kendimizi tutamayıp güldük. Pusat'ın bile 1 haftadır ilk kez yüzündeki gülümsemenin yürekten olduğunu farkettim.
"Fırat, yürümeye başlayan çocuklar gibi konuşuyorsun." Vira alayla konuştuğunda Fırat gözlerini devirdi.
"Sus be." Sokaz ağzıyla elini saçlarından geçirdi. "Sen biliyor musun 1 hafta hasta yatmak ne demek?"
Kendini acındırır gibi çıkan sesiyle Pusat güldü. "En son 1 ay hastanede yatmışdım. Senin gibi davrandığımı hiç hatırlamıyorum."
Kaşlarımı çatıp Pusat'a döndüğümde o kardeşlerini izlemekle meşguldü. Hastanede mi yatmışdı?
"Sen hiç konuşma." Fırat ellerini beline koydu. "Sen hastaneden çıkmıyorsun ki, hastaneyi kendine yuva etmişsin."
Pusat gözlerini devirince Serter elindeki poşeti havaya kaldırıp bize yaklaştı. "Bak sana ne aldım."
Dediğinde Fırat ona döndü. "Bomba mı?" Serter kaşlarını çattı. "Ne bombası lan?"
Fırat omuz silkti. "El bombası." Dediğinde güldüm.
"Evet, Fırat. Bomba var içinde Serter senin olmayan beynini patlatacakmış." Keskin'in dedikleriyle Fırat'ın yüzü bozulmuş bir ifade aldı.
"Tüküreyim sizin arkadaşlığınıza." Dedi ağlamaklı bir sesle. "Yokluğumda şu iki ırz düşmanını barıştırdığınız yetmezmiş gibi birde beni zorbalıyorsunuz."
"İki ırz düşmanı mı?" Pusat ve Serter aynı anda konuşunca Vira bir kahkaha attı.
"Tebrikler, ikinizde şerefsiz ilan edildiniz." Sesindeki alayla gözleri Serter ve Pusat arasında gidip geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çetenin Kalbi
Teen FictionKoşabildiğim kadar koştum, ama her sokağın bir çıkmazı vardır geçmişimin hayaletleri yine beni kovaladı. Asla susmayan o kafam bugün daha çok konuştu, nefesim tükenirken arkama bakmadan koşmaya devam ettim. "Nil!"' diye tekrar bağırdı sesi, başımı h...