Love For Love's Sake / Aşk Üstünlüğü Bölgesi [BL Novel TR Çeviri]

Bölüm 38

Neden 2 saatlik bir otobüs yolculuğu sonsuzluk gibi geliyordu? Şans eseri, bir sonraki otobüste iki boş koltuk vardı ve Cha Yeowoon ile ben bir kez daha yan yana oturduk.

Erken yola çıkmamız nedeniyle öğleden önce Jebudo'ya ulaştık.

Deniz suyu çekilince ortaya çıkan, deniz yolu boyunca birbirine yakın aralıklarla dizilmiş sokak lambaları ilk dikkatimi çeken şey oldu.

Deniz suyu çok az dalgalanıyor gibi görünüyordu, ancak gerçekte su seviyeleri yükseldiğinde deniz yolu sular altında kalacaktı.

"Deniz yolunun yalnızca sular çekildiğinde açıldığını okudum."

Cha Yeowoon heyecanla sığ dalgaları işaret etti.

"Yaklaşık 30 dakika içinde tamamen geri çekilmeli."

"Nereden biliyorsun?"

"Bir bilgi grafiğine baktım."

Ziyaretçilerin adaya yürüyebileceği ünlü bir turistik nokta olduğundan herkes suyun çekildiği zamanları gösteren bir infografik bulabilir. Geçmişte zamanı bilmeden uzun süre beklemiştim.

"Sunbae daha önce burada bulundu mu?"

Geçmişte yaşadım. Eğlence amaçlı değildi ve özellikle hoş da değildi.

Ama böyle cevap verirsem Cha Yeowoon'un hayal kırıklığına uğrayacağını hissettim.

"Hayır yani bu benim ilk seferim."

Yalan söylemediğim için vicdanımı teselli ettim çünkü 19 yaşımda buraya hiç gelmemiştim.

"Bugün seninle gelmek için biraz araştırma yaptım."

Cevap vermeden denize bakıyormuş gibi yaparken bile Cha Yeowoon'un kulakları gözle görülür şekilde kırmızıydı.

Bir kez daha fark ettim, bundan daha açık olamazdı. Duyguları açığa çıktı. Sadece izlerken kendimi tuhaf hissetmeme neden oldu.

"Lezzetli kal-guksu yapan bir restoran olduğunu okudum. Ben de biraz araştırma yaptım."

"Kal-guksu güzel. Ama deniz tarağı kal-guksu değil mi? Deniz ürünlerini sevmiyorsun."

"Nasıl bildin?"

Nasıl mı bildim? Çünkü bunu romanda okudum. Kopya çeken bir öğrenciymişim gibi hissederek göz temasından kaçındım.

"Ben de öyle düşünmüştüm. Bir duygu. Ah, verdiğin bir izlenim sadece."

"Deniz ürünlerini sevmediğim izlenimini mi veriyorum?"

"Deniz yerine dağları tercih ettiğin için deniz ürünlerini de sevmiyorsun gibi görünüyor."

Yalan akıp giderken gevezelik etmeye başladım ve oturdum. Cha Yeowoon bana dikkatle bakıyordu. Sırtımdan aşağı soğuk terler aktı. Eğer ısrar ederse ikiye katlayabilirdim.

"Sunbae, bazen beni çok iyi tanıyormuşsun gibi geliyor. Eskiden tanıdığın birine mi benziyorum?"

Doğru. Sanırım öyle. O gerçekten önceden tanıdığım biri.

"Ama senin gibi biriyle ilk kez tanışıyorum."

Bu dokunaklı söz karşısında vicdanım sızladı.

"Bence artık gidebiliriz! Hadi gidelim."

"Sunbae bahsettiğinden bu yana 30 dakika bile geçmedi..."

"Neden daha fazla bekleyelim? Yürümek yeterli."

Deniz yolunun hemen yanında şeffaf deniz suyu dalgalanıyordu. Çok az insan vardı, bu yüzden denizin ortasında sadece ikimiz yürüyormuşuz gibi hissettim.