Bölüm 30

44 3 7
                                    

Görünüşe göre günlerdir mesajlarımı görmezden gelen başka biriydi. Telefonumu kontrol etmediğim sırada Cha Yeowoon'dan gelen mesajlar birikmişti. Romandan tanıdığım Cha Yeowoon'u düşündüm.

Beğendiği birine karşı ve hoşlanmadığı birine karşı tamamen farklı bir tavır sergiliyormuş gibi görünüyordu. Onun beğenisini kazanmanın avantajı bu muydu?

[Tae Myeongha]: Temizlik~

[Cha Yeowoon] : Sınıfta değil misin?

Daha önce hiç bu kadar hızlı cevap vermemişti. Bunca zaman özenle ondan kaçtıktan sonra, şimdi beni bulmak için sınıfa kadar gelmişti.

[Tae Myeongha] : Öğretmenler odasındayım.

[Tae Myeongha] : Neredeyse bitti

[Tae Myeongha] : Sen neredesin?

Tak Junho'yla birlikte olay yerinde yakalanmamın cezası, öğretmenlerin odasını temizlemekti.

Sert dırdırlara ve bunu bir daha yaparsam büyükannemi aramam yönündeki ince tehditlere rağmen, bir şekilde ceza okul temizliğinden sonraydı. Bunların hepsi mümkündü çünkü Ahn Gyeonghun sınıf öğretmenine beni sıkı bir şekilde savunmuştu.

Okulun artık temizlik hizmeti aldığını duydum, peki öğretmenlerimizin odası neden bu kadar kirliydi? Öğretmenler bu kadar pis miydi? Temizlik malzemelerini düzenlerken ağlıyordum.

[Aşkın Üstünlük Bölgesine Giriyoruz.]

Ah, Cha Yeowoon'du.

[Cha Yeowoon]: Öğretmenlerin odası derken?

[Cha Yeowoon]: 3. sınıf öğretmenlerinin odası mı?

[Tae Myeongha] : Evet ama şimdi çıkıyorum.

Telefonumla meşgul bir şekilde odadan çıkarken, tam önümde bir gölge belirdi.

"Antrenman bitti mi?"

Kafamı kaldırdığımda yakışıklı bir adam gördüm.

Belki Tak Junho'nun yüzüne çok uzun süre bakmıştım. Aniden Cha Yeowoon'un yüz hatlarının ne kadar güzel olduğunu fark ettim.

Doğru, bazen güzelin kıymetini anlamak için çirkini görmek gerekiyordu... (yaa salak qjdjdu)

"Ne oldu?"

Cha Yeowoon'un yüzü çarpıktı.

Delici bakışlarıyla bana bakıyordu. Yanlış bir şey yapmamıştım ama bir an duraksadım.

Neden yine noldu? Ruh halimiz düzelmiyor muydu? Onun nesi vardı?

"Neden..."

Ben Cha Yeowoon'a ne olduğunu sormaya fırsat bulamadan çenemi tuttu.

"Yüzünün nesi var?"

Buna ne demem gerekiyordu? Cha Yeowoon'un ifadesi o kadar ciddiydi ki ciddi bir şey olup olmadığını merak ettim.

"Savaş yarası."

"Kavga mı ettiniz?"

"Pek sayılmaz. Sadece biraz oynadım."

"Yanağının bu kadar şişmesine neden olacak kadar nasıl oynadın?"

O kadar da şişmemişti. Cha Yeowoon endişeyle yüzümün diğer tarafına dokundu.

"Ah."

Bir batma hissi vardı.

Vururken pek acımadı. Ama ben demirden yapılmadım, bu yüzden yüzüme yumruk yedikten sonra iyi olmak tuhaf olurdu.

Love For Love's Sake / Aşk Üstünlüğü Bölgesi [BL Novel TR Çeviri] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin