BÖLÜM 13 : NAR

66 9 89
                                    



Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 💕

Keyifli okumalar 🍃

"Bunu bilerek yaptınız!" dedi Kuledibi'ndeki ofisinden içeriye girdiği anda gördüğü Katib'e bağırarak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"Bunu bilerek yaptınız!" dedi Kuledibi'ndeki ofisinden içeriye girdiği anda gördüğü Katib'e bağırarak. Tomris dışında Ekip üyeleri dışardaydı ve Çağatay Evren üzerine doğru gelen bu kara fırtınayla birlikte tamamen yalnızdı. Tomris Dilsiz olduğu için Özel üyesine hizmet ederdi ve Katibi görmesinde sakınca yoktu. Başındaki fötr şapkayı çıkararak yavaş hareketlerle ayağa kalktı ve ucunda Zeplin kabartmalı başlığı olan bastonuna yaslanarak dik durdu. Sümer'in gözlerinden ateş fışkırıyordu. Çağatay'ın yakasına yapıştı. "Elçi olabilmem için değil mi bu?! Wagner Elçi olabilmem için ona olan sadakatimi ölçüyor!" Çağatay'ın yüzünde Sümer'in aksine dingin bir sakinlik vardı. Gülümsedi. Ellerini dayadığı bastondan çekmemişti hala.

"Karınızın bunu size ne zaman söyleyeceğini merak etmiştim açıkçası. Beklediğimden erken söylemiş." Sümer kaşlarını çatarak ellerini tiksinircesine çekti Çağatay'ın üzerinden. Katibin yüzünde derin bir sakinlik akıyordu. Hareketleri yavaş ve huzurluydu. Az önce çıkarttığı siyah fötr şapkasını başına geri koyarken Sümer'in yüzündeki ifadeye usulca baktı.

"Feda'dan öğrendiğimi biliyorsun." dedi Sümer sinirini alt etmeye çalışırken.

"Zeplin hep şeyi bilir." diyerek aynı soğukkanlılıkla cevap verdi Çağatay. "Bazen yalnızca sizlere seçenek sunulduğunuzu düşünmenizi ister." Aslında Zeplin'de hiçbir üyenin seçme hakkının olmadığı demekti bu. Sizlere sunulan seçenekler arasında tercih yapabilirdiniz lakin size verilenden başka bir noktaya gözünüzün ucuyla bile bakamazdımız.

"Bunca zamandır o herifin oğlu olarak yaşadığını biliyor muydun sen de?" dedi Sümer büyük bir acıyla. Kardeşini bulmuştu oysa. Neden bu kadar büyük bir keder içindeydi. Birkaç gün sonra onunla görüşecekti bile.

"Bizim Dilsiz'lerle aramızdaki fark nedir biliyor musunuz Kaya bey? Onlar bilgiyi saklamayı bilirler. Bizler ise bilgiyi ne zaman kullanacağımızı biliriz." Sümer masasındaki koltuğa asılı ceketini kaldırarak üzerine giydiğinde koltuğuna oturdu. İçinde deli bir güç vardı. İstese tam da şu an Katibi öldürebilirdi. Hayatında ilk defa kontrolsüz hissetmişti çünkü kendini. Elçi olabilme haberini Feda gibi Zeplin dışı birinden almayı beklemiyordu. Uluç'un yaşadığını böyle öğrenmeyi düşünmemişti. Çok güçsüz hissetti kendini.

Yetersiz...

"Bana Elçi olabileceğimi neden sen söylemedin?"

"Bu benim görevim değildi efendim." Sümer sıkıntıyla nefesini verdi ve dirseklerini masaya dayayarak elleriyle yüzünü sertçe sıvazladı.

"Kardeşimi öldürmeyeceğim."

"Sizden kardeşinizi değil, başkanın oğlunu öldürmenizi istiyorlar."

ÇOCUKLUK MÜZESİNDE YETİŞKİN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin