BÖLÜM 8 : KANIMIZ ATEŞTİR VE ATEŞ ANDIMIZDIR

101 12 3
                                    

***Olasılık değerlendirmeleri ve Roma yangını tarihsel ve bilimsel veriler taşıdığından araştırmalar, üzerinde bir değişiklik yapılmadan dokusuna zarar verilmeden bölüme eklenmiştir. (Bilginize)

Lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn 🤍

KEYİFLİ OKUMALAR ✨

İyi ve kötü arasındaki fark neydi?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İyi ve kötü arasındaki fark neydi?

Keskin hatlara sahip birer çizgiden mi oluşuyordu? Yoksa çizgilerini bile belli etmeyen birer sislerden mi? İnsan çizgi mi olmalıydı yoksa sis mi? Hangisi onu beyaz ya da siyah yapardı?

Griler?

Griler sevilir miydi?

Kahverengi gözlerini karşısına bir sandalye çektiği kapalı gri kapıya çevirdi Sümer. Sandalyede oldukça dik bir şekilde oturuyordu. Siyah takım elbisesi kırışık değildi. Elleri uslu bir çocuk gibi dizlerinin üzerinde avuçları dizine yapışık bir şekilde duruyordu. Bakışlarını gri kapıdan, kapının sol üst köşesindeki kocaman 'MORG' yazısına çevirdi.

Ölüm neden insana bu kadar yakın bir şeydi diye düşündü. Bahsettiği yakınlık zamani bir şey değildi. Sümer için değildi... Onun için ölüm bir arkadaştı. Bir dosttu. Derdini ancak cesetlere anlatabilen bir ölümdü kendisi.

Gözlerini kapattı ve morg koridorunun soğuk havasını derinlerinde bir yerlerde hala sıcak kalmış o çocuğun üzerine çekti. Üşümeyi sevmezdi oysa... Halbuki sevmediği her şeyi yapabilen bir adam değil miydi?

Beyaz mıydı , siyah mıydı bilmiyordu ama gri olmanın siyah olmaktan daha kötü olduğuna inananlardandı. Birkaç metre ilerisinde ayakta, duvara yaslanmış Sofya, Ekin ve Tevfik saatlerce bir kapıyı sessizce izleyen Sümer'in kendilerine seslenmesini bekliyorlardı. Onlar Sümer'in konuşmamasına, morglara girmesine ve kendilerine sürekli kötü davranmasına alışıklardı ama bugün farklıydı. Sümer'in sesini bazen günlerce duymadıkları bile oluyordu ama bugün bambaşkaydı. Asla yıkılmaz bedeni her zaman güçlü görünüyordu ama bugün ruhunda büyük bir kambur vardı.

"Ne zaman o kadının yanına gitmeye başlasa durgunlaşıyor." dedi Sofya. Aşırı kısa saçlarının önlerini havaya dikmişti ve deri ceketli kollarını birbirine dolayarak sırtını duvardan çekti.

"Keşke sadece durgunlaşsa... Ne zaman Feda'nın yanından gelse gözlerindeki kini görüyorum. Bizi hiçbir zaman tam anlamıyla sevmeyecek." Ekin dolan çimen yeşili gözlerini yere indirdi. Onun en zayıf noktasından biri Kaya'ydı. Yıllar geçse de bu kadar sorunlu bir adamı canından öte sevmekten, değer vermekten vazgeçemiyordu. Teo onun aşkıydı, Kaya onun ailesiydi. Aile olmadan yaşayamazdı.

"O kendini sevmiyor Eko." dedi Tevfik, Ekin'in boynuna kolunu dolayıp kendine çekerken. "Kendini sevmeyen insan bir başkasını nasıl sevsin?"

ÇOCUKLUK MÜZESİNDE YETİŞKİN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin