4. BÖLÜM

9.7K 299 55
                                    

Bir gün dolmadan 2k'yı geçtik ,ne çabuk büyümüşüz öylee...

Buyrunn bölüm sizlerle..

Sevil kapının önündeydi. Yatağında çırılçıplak, sarmaş dolaş olduğum adamın kız kardeşi.. Bu halde bizi görürse ortalığı ayağa kaldırırdı, beni herkese tüm Çukurova'ya rezil ederdi. Gözlerimdeki endişeyi gizleyemeden , Yaman'dan medet umarak koluna sarıldım.

"Gönder onu lütfen, biterim ben."

Sesim fısıltıdan ibaretti. Sevil'e yakalanmak isteyeceğim en son şey bile değildi.

"Abi!"

Of bu ne ısrardı! Yaman çamaşırını altına geçirip kapıya yönelirken ben de panik içinde kıyafetlerimi toparlayıp odadaki banyoya girdim. Kulağım kapıdaydı.

"Ne var Sevil!"

Konuşmalardan anladığım kadarıyla Sevil içeri girmeye çalışsa da Yaman müsaade etmemişti.

"Müsait değilim."

"Biri mi var yoksa?"

"Kim olacak, saçma sapan konuşma ! İşim gücüm var."

Kısa süreli sessizliğin ardından yine Yaman konuştu.

"Niye dayandın kapıma gecenin bu saatinde?"

"Saat anca yarım oldu, tabii sen erkenden eve kaçtığın için geç sanıyor olabilirsin.."

Birbirimizin yanında dakikaların nasıl geçtiğini anlamamıştık.

"Neyse ne, önemli bir lafın yoksa kapatıyorum. Uykum var."

Sevil'in sorusu ile kazık yemiş gibi irkildim.

"Ahu'yu gördün mü?"

Basit bir soruydu ama ikimizi de telaşa sokmaya yetmişti.

"Ahu mu?"

"Evet, Ahugül. Onu gördün mü? Yarın kızlarla şehir kulübüne gidicez, kıyafetlerimi hazırlatıcam ama seslendim seslendim cevap veren yok..!"

Şımarık şey.. Sabah sanki erkenden işini halledemem gibi bu saatte benim peşime düşmüştü demek ki.

"Ne bileyim ben nerde? Seraya falan bak oradadır belki, hadi iyi geceler."

Yaman'ın sözleri ardından kapı kapanınca çamaşırlarımı ve elbisemi hızla üzerime geçirdim. Sevil iyice ortalığı ayağa kaldırmadan aşağı inmem gerekiyordu. Saçlarımı elimle yatıştırmaya çalışırken Yaman yanıma geldi.

"Nereye?"

"Ortalık ayaklanmadan odama.."

Yanından geçecekken kolumu tuttu.

"Biraz daha kal."

Sesi öyle güzel çıkıyordu ki.. Yarım kalmıştık. Birbirimize daha doyamamışken kopmak zorunda kalmıştık.

"Olmaz.. Sevil Hanım işini gördürmeden uyumaz ebedi.."

Bir gecede varlığına alıştığım eli hep olmasını istediğim yere, belime kondu. Kendine çekti.

"Ben de işimi gördürmeden uyumak istemiyorum.. Napıcaz Ahugül?"

Sözleriyle içimi aynı heyecan yine sardı.Tahrik oluyordum, elimde dğildi.. Dudaklarını çenemden başlayarak yüzümde gezintiye çıkardığından ondan zorlukla ayrıldım.

"Lütfen.. Bırak da gideyim."

Sevil Hanım, beni bulamayıp Nurten ablanın kapısına da dikilirse başım derde girerdi..

AHUGÜL / TEHLİKELİ CAZİBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin