9. BÖLÜM (+18)

9.9K 430 128
                                    

Keyifli okumalar..

İki gündür ortalarda ölü balık gibi geziniyordum. Hale'nin çaresiz hali beynimi allak bullak etmişti. Ne yapıp ettiysem bebeğinin kimden olduğunu söyletememiştim zavallıya. Belli ki dile getiremeyeceği birisiydi.. Kim olabilirdi ki? Tanıyor olabilir miydim.. Hularda çalışıp yaşamaya çalışan bir kızcağızdı. Oradan bir sevdiği vardı belki de.. Ama sevdiğinin bebeğini taşısa bu kadar mutsuz olur muydu?

"Daldın kız.. Hayır mı?"

Zühre'nin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Bugün kocasıyla birlikte iki günlük balayından dönmüşler, döndükleri gibi de konağın yığınla işinin ucundan tutmaya başlamışlardı.

"Öyle bi an içim şey olmuş."

Önümdeki tastan pirinci ayıklamaya devam ettim.

"Sevil'i isticeklermiş haftaya.. Nükhet Hanım'la Yahya Bey konuşuyordu. Anam kadın bir itiraz bir itiraz.. Yahya Bey'de de katır inadı varmış valla.. Karı ne dediyse herifi döndüremedi sözünden."

Omuz silkmekle yetindim. Hiç onları kaynatacak keyifte değildim. Hem Sevil ne kadar fesatta olsa, ondan ne kadar hoşlanmıyorsam da sevmediği bir adama zorla varıyordu. Neyinden keyif alıyordu bu kadar Zühre anlamıyordum.

"Aman sende bağladın yine ağzını."

Karşılık vermiyorum diye suçlu oluyordum bi de!

"Kolay gelsin."

Yaman'ın sesiyle bir yerlerime bir şey batmış gibi irkildim. İki gün sonunda ilk defa duyuyordum sesini. Kaybolmuştu ortalardan.

"Buyur beyim bir şey mi emredecektin.."

Zühre konuştuklarını Yaman'ın duymuş olmasından korkuyordu belli ki, elleri bluzunun eteklerini stresle sıkıp sıkıp bırakıyordu.

"Dışarı çıkıcam biriniz kıyafet hazırlasın."

Başka da bir şey demeden arkasını dönüp gitti. Hiç istifimi bozmadan pirincimi ayıklamaya devam ettim. Kızgındım ona, hem de kırgın. Hem canımı boş yere acıtmış, hem de bir özür bile dilememişti.. Üstüne üstlük bir de ortalardan kaybolmuştu.

"Ahu, hadi koş da hallediver."

Kaşlarımı çatıp döndüm Zühre'ye. Ben neden gidiyormuşum ki!

"Neden ben gideyim, görmüyor musun işim var."

Önümdeki tası kendi önüne çekti.

"Ben yaparım onu."

Sinirle konuştum.

"İki saattir çene çalıyorsun Zühre, yukarı çıkmak olunca hemen elin iş tuttu.."

Kolumu hafifçe cimirip başıyla az ötede oturup gazete okuyan kocasını gösterdi. Bi bu eksikti.

"Ben evli kadınım, kızar şimdi o bana. Ne münasebet der sıkar benim canımı, hadi be gülüm git işte."

Gözlerimi devirsem de dediğine hak verip kalktım yerimden. Hıh, evli kadına Yaman Bey'in bakacak hali yok derdim ya.. Diyemezdim! Bakardı belki de! Ayaklarım istemeye istemeye merdivenleri çıktım. Odasının önünde içime derin bir nefes çektikten sonra kapıyı vurup içeri girdim. Balkondaydı, her zamanki içkisini içiyordu. Ne çok içiyordu..

Varlığımı belli etmek için bir şey yapmadan doğruca dolabının kapaklarını açıp içinden bir takım ayarlamaya başladım. Ama o geldiğimi duymuş olacak ki içeri girip birkaç adım uzağımda durdu.

"Tam pişman olacaktım doğrudan seni çağırmadım diye. Ama sen beni yanıltmadın, hemen gelmişsin.."

Belime elini sardı yavaşça.

AHUGÜL / TEHLİKELİ CAZİBEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin