AHUGÜL / TEHLİKELİ CAZİBE

10. BÖLÜM

Ahugül'ü kimler özlediiii? Ben yazmayı özlemişim.. Ah fırsatım bol olsa bölümler de bol olacak. İlk fırsatım da tamamladım atıyorum.. Aranın çok açılmaması dileğiyle..

Keyifli okumalar..

Aradan günler geçti. Korktuğum başıma geliyordu. Yaman'ın yanında olmayı her gün biraz daha fazla seviyordum. Çözemediğim şeyler vardı içimde. Ona karşı hislerimi çözümleyemiyordum. Tenlerimizin uyumu muydu bu sevginin kaynağı, gönlüme düşecek bir aşk mıydı.. Yoksa hiçbiri değil de yanında duyduğum güven miydi? Beni sahipleniyordu. En azından yan yanayken... İlişkimizi sahiplenecek konumda değildik. Ama en azından yalnız olduğumuz zamanlar bana değerliymişim gibi davranıyordu.

Salondaki masayı misafirler için hazırlarken kapının çalınmasıyla işimi yarıda bırakıp kapıyı açmaya gittim. Gelen Cavidan Hanım'dı.. Akşama Sevil'in kız istemesi vardı. Arkadaşına destek olmaya gelmişti her halde.. Sevimsiz kadın! Ondan öyle iğreniyordum ki.. Evet, en az onun kadar Yaman'da suçluydu. Evli bir kadından kendini geri tutmalıydı.. Ama evliliğine karşı sorumluluğu olan Cavidan'dı. Baş suçlu oydu.

Ağzımı açıp hoş geldin demek bile gelmiyordu. Ben yüzüne öylece bakarken o önce konuşup davrandı.

"Sevil odasında mı?"

"Evet, kuaförü geldi az önce odadalar."

Aramızda başka bir konuşma geçmeden elime ceketini tutuşturup yukarı çıkan merdivenlerde süzülüp gözden kayboldu.

İşime dönüp sofrayı hazırlamaya devam ettim. Aman! Son günlerde amma da toplanır olmuşlardı.. Bir davetleri bitmiyordu, şu nişan işi biran önce tamamına erseydi de kurtulsaydık..

"Eksik servis çıkartmışsın."

Nükhet Hanım'ın sesiyle şaşkınca baktım yüzüne.

"Yahya Bey aile arasında diyince.."

"Yok yok.. birkaç kişiyi daha davet ettik. Cavidan ve Necip de katılacak aramıza."

Eksik olsa şaşardım.

"Ah.. Bi de Halit Kandemir."

"Halit Kandemir de mi geliyor?"

Sorum ile şaşırmış olacak ki anlamayarak baktı yüzüme.

"Bi itirazın mı vardı Ahu'cuğum.."

"Y-yok.. yanlış anladınız."

Oğlun beni ondan kıskanıyor demek vardı ya.. Sustum işte.. Hem kendimi düşündüğümden değil, Sevil'i düşündüğümden üzülmüştüm. O gece bana nasıl da hevesli hevesli anlatmıştı Halit Kandemir'i.. Şimdiyse hiç istemediği bir adamla nişanlanacaktı..

"Her neyse.. Oyalanıp durmasana bitirin artık şu işleri."

Dediği şekilde servisleri ilave edip aşağı inmiştim. Epey bir yemeklerle de oyalanınca üstüm yemek kokmuştu. Fırsatı bulduğum gibi bir güzel yıkanıp giyindim. Süslenip de dikkat çekmek istemiyordum.. Ama Cavidan'ın yanında paspal kalacağıma ölsem daha iyiydi. Hoş süslensem süslensem ne kadar süslenebilirdim.. Aynı şeyleri dönüp duruyordum. Elbisemi üstüme geçirip saçlarımı yarım şekilde topladım. Saçlarım yüzümden çekilince yüzümün güzelliği meydana çıkıyordu. Çokta abartmadan gözlerime hafif buğulu bir makyaj yaptım. Pembe tonlarında rujumu sürüp parfümümü sıktım. Güzel olmuştum.. Yukarı çıktığımda misafirlerin çoğu gelmişti. Nurten ablayla Zühre onları karşılamıştı. Zühre çekinmeden üstümü baştan ayağa süzdü.

"Yanlışlıkla seni istemesinler Erdem Bey'e.. Ne güzel olmuşun."

Zühre'nin sözleri gururumu okşamıştı tabii ki.. İltifat almak hangi kızın olsa hoşuna giderdi.