15

522 46 28
                                    

Bebeklerim yanlışlıkla bu bölümü sildiğim için ve 14'ün efkarını bu bölümle almak istediğim için bölüm atamadın affınıza sığınıyorum. Sizi seviyorumm. Okuduğum bir kitapta çok güzel dumplar yapan bir yazar vardı ben de çok özendim böyle bir şey denedim.
____________________________

Sabah uyandığımda İstanbula gitmek üzere eşyalarımı toplamaya başladım. Bugün takımca İstanbul'a gidecektik ve lig maçları için olan antrenmanlarımıza İstanbul'daki tessiste devam edecektik.

Kapıdan çıktığımda Barış'ın bagaja bavullarını yerleştirdiğini görmüştüm. Göz göze geldiğimizde önüme dönüp çağırdığım taksiye bindim. Aslında laf taşımasa iyi çocuktu.

Normal uçaklardan kat ve kat geniş olan uçağa bindiğimizde karşılıklı bulunan koltuklara Berkan'la oturduk. Yan tarafımdaki ikili koltuk da ise Barış ve Kaan vardı onların karşılarında yani Berkan'ın hizasında da Kerem'le Yunus vardı.

Cam kenarında olan Kaan'la aramızda, Barış ve koca bir koridor olmasına rağmen bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Bu yüzden kapşonumu kafama örtüp yanımda getirdiğim kitabı okumaya başladım.

Biraz zaman geçtikten sonra Berkan "Hazel yer değiştirsek olur mu? Ters gidince midem altüst oldu." dedi.

"Berkan salak mısın havadayız tersini düzünü nasıl anlıyorsun?" dedim.

Yandan Barış "Berkan sen gel böyle, yer değiştirelim." dedi.

Berkan ona cevap olarak "Sen ne zaman benim cam kenarı dışında bir yerde seyahat ettiğimi gördün? Kaan kalk vallahi çok kötü oldum." dedi.

Kaan ayaklanırken "Barış sen de kalk." dedim. Kaan'ın karşıma geçmesini engelledim sanmıştım ama çaprazıma oturmasıyla iyice gerilmiştim. Bu yüzden karşımda bulunan Yunus ve Kerem'in konuşmasına odaklanmaya çalışmıştım.

Yunus "Icardi'nin yatına mı gitsek ya zaten çağırıyordu." demişti.

Berkan "Icardi de Wanda'yla ayrılınca bize sardı." dedi.

Kerem tehditkar bir biçimde işaret parmağını Berkan'a doğru salladı ve "Benim yakışıklı civcime laf etme seni döverim." dedi.

Barış yandan atladı "Kerom ne diyor bu bana?" dedi.

Kerem gözlerini devirip "Sen benim yakışıklı civcivim değilsin. Ne diye üzerine alınıyorsun?" dedi.

Barış buruk bir şekilde gülümsedi ve "Doğru Icardiyi unuttum." dedi.

Kerem Barışın yüzünün halini görünce dayanamamış olacak ki olayı şakaya vurdu. "Sen artık sarı değilsin. Baksana şu saçlarına dibi gelmiş." dedi.

Yunus "Harbiden abi şu saça bir el at. Boyayalım diyeceğim ama biz boyadan anlamayız ki." dediğinde gözler bana dönmüştü.

Barışın saçlarını yakmalı dökmeli bir boya fikri müthiş olsa bile konuyı dağıtmayı seçtim "Ee yat diyorduk?" dedim.

Gitsek mi gitmesek mi? İstanbul'u özledim, indiğimizde şuraya da gidelim konuşmaları tekrar dönerken Kaan'ın gözleri sürekli bendeydi. Ben de ayağa kalkıp diğerleri ne yapıyor diye gezintiye çıktım.

Aileli olan herkes çoluk çocukla uğraşıyor diğerleri de ya uyuyor ya da bir film izliyordu. Ben de salak gibi durmamak için koridorun sonunda bulunan yemek standına gittim. Bir elini belime koyup diğer eliyle tam arkamdan lokum alan Kaan, lokumunu ağzına atarken standa yaslanıp "Ne yiyeceksin?" dedi.

"Bilmem. Beni hem gözleri hem de ayaklarıyla takip eden biri olmasaydı daha sağlıklı bir şekilde düşünebilirdim."

Dalga geçer gibi "İstanbul için alıştırma yapmanı sağlamaya çalışıyordum. Yanlış anlama lütfen sana asılmak gibi bir amacım yok." dedi.

muhtemel aşk | Kaan AyhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin