muhtemel aşk | Kaan Ayhan

17

Kaan'la çıkalı yaklaşık 1,5 ay olmuştu ama maçların ve antrenmanların yoğunluğundan dolayı doğru dürüst vakit geçiremiyorduk. Bu yüzden Kaan, beni tek yakaladığı her fırsatı değerlendirmeye çalışıyordu. Başta bu çok hoşuma gidiyordu ama en son beni soyunma odasına götürdüğünde kıl payıyla temizlik görevlisine yakalanmaktan kurtulmuştuk.

Beşiktaş mağlubiyeti de Okan Hoca'nın küplere binmesine sebep olduğu için ekstra çalışmalara başlandı. Galatasaray gibi bir klübün 5-0 yenilmesi akıl alır gibi değildi. Hepsinin bu yenilgi de payı vardı ve farkındalardı. Bu yüzden onlar için en iyi kişisel antrenörleri araştırmam ve listelemem gerekti. Kaan o antrenörlerden biriyle çalışmak istese bile doktorunun onayını beklemeye karar verdi ve onun aptal doktoru onayı daha sonra verdiği için benim listelediğim antrenörler başka futbolcularla çalışmaya başlamıştı.

Onun için tekrardan araştırmalara başlamıştım ama siktiğimin Icardi'si, Almanya'dan gelen müthiş bir "Kadın." antrenör olduğunu ve onunla kesinlikle çalışması gerektiğini söylemişti. Hatta bununla kalmadı; ben ve Kaan, evde antrenör araştırırken kadını eve getirdi ve evde var olduğundan haberim bile olmayan bodrum katındaki spor salonunda Kaan'la deneme amaçlı bir antrenman yaptılar. O kadar kötüydü ki her anına şahit oldum ve yanımda Icardi vardı. Tabiri caizse halk tarafındam "Irz düşmanı." olarak bilinen adam.

Icardi'nin, ilişkimizden haberi olmadığı için onlar çalışırken bana "Kadındaki kalçayı görüyor musun? Şu an Kaan'ın yerinde olmak için kendi antrenörümü kovabilirim. Kadın antrenörleri niye çok seviyorum biliyor musun? Çalışırken motive oluyorum." gibi şeyler söyledi.

Kadın.. gerçekten güzeldi. Hafif koyu bir teni vardı ve saçlarının dibi benim saçlarımınkine yakın bir renkti ama dibini takip eden boyalı sarı saçları ve keskin yüz hatlarıyla hafiften Beyonce'yi andırıyordu. Antrenör olmasından tahmin edersiniz ki fiziği şekilliydi ve karın kasları bir kadına yakışır şekildeydi.

Aptal Kaan'ın, aptal bacağı'nın sikik bir operasyon geçirmesi sonucu dangalak Kaan, bazı haraketleri yapmakta zorlanıyordu ve kadın ona temas ederek yapmasını kolaylaştırıyordu.

Aptallar, aptallar, aptallar.

Bu bana verilen öyle kötü bir cezaydı ki.. "Sevgilimden uzaklaş Beyonce çakması yelloz." diyemezdim. Kendime ve Kaan'a saygım olması, sevgilisine güvenen biri olmam, çağdaş bir insan olmam, kendime güvenmem gibi sebeplerden dolayı olduğunu düşünebilirsiniz ama asıl sebep Icardi'nin burada olmasıydı.

Eğer Icardi burada olmasaydı; İlk bağırır çağırdım sonra en ağır dambılla kadının yüzünü ezerdim, kapanışı da leg press yapılan alete kadını oturtup ağırlığın olduğu yerde zıplayarak ve kadını iki büklüm katlayarak yapardım. Abla bitti mi diyeceksiniz, hayır bitmedi. Kaan'ın ameliyatlı olmayan bacağını koparıp "Bu muydu dokunduğu bacağın?" derdim. O da, acısını bir kenara bırakıp "Hayır" derse diğeri bacağını koparırdım ve ortadan ikiye ayırırdım.

Bunları düşünüyor olmam beni kötü bir insan yapar mı? Pek sanmıyorum ne de olsa icraata dökmüyorum.

Anlayacağınız Kaan'la olan kısıtlı vakitlerimi, Maria adındaki bu aptal kadın çalmıştı. Berkan'la da takılanıyorum çünkü o da, en az diğerleri kadar meşgul. Ben de zamanımı Kat ve Melina'yla geçiriyordum ve onların kurdukları ailelere özenmeye başlıyordum. Bazen de tek başıma İstanbul'u gezmeye çalışıyorum. İlk başta tek başıma hiç bilmediğim bir ülkede gezmek veya herhangi bir kafede yalnız başına oturmak çok gerici gelmişti belki de bunun sebebi Hayatımda hiçbir yeri tur rehberiyle gezmemiş olmamdı. Hep babam vardı ve o, gezeceğimiz yere daha önce gitmemiş olmasına rağmen oranın anlam ve önemini bilerek bana anlatırdı . Şimdi tek başıma geziyor olmak beni çok üzse bile yanımda o varmış gibi hayal ediyorum. Kafamın içinde, onun yapabileceği türden yorumları ve şakaları düşünüyorum hatta bazen gülüyorum ve bu durum dışardan şizofren gibi durmama sebep oluyor olabilir.