18

440 45 9
                                    

Kaan'dan..

Dennis'le birlikte tabak ve çanakları aşağıya indirirken yüzümdeki sırıtmaya engel olamadım.

Görmek istediğim şey tam olarak buydu. İlişkimizin başından beri sürekli ben ona güzel şeyler söylüyor veya yapıyordum. O ise, etrafta sadece ikimiz olduğu zaman benimle ilgileniyordu. İşini kaybetmek istemediğini biliyorum. Ben de kovulmasını istemiyorum çünkü top peşinde koştururken onun bilgisayarına dalmasını arada kontrol etmek, dünyanın en huzurlu şeyi ama sanki iş sıkıntısı olmasa bile benim için bir şeyler yapmaktan aciz gibi olması hoş hissettirmiyordu.

Beni; Berkan'dan, Kerem'den veya Kat'ten ayıran bazı şeyler olmalıydı ama asla öyle değildi. Önceden sevgi ve fiziksel temas olduğu sürece her ilişkinin yürüyebileceğini düşündürürdüm ama şu an bunun yeterli olmadığını görüyorum. Bana biraz daha açılması ve rahat olması gerekiyor. Terasta söylediği şeyleri yüzüme söyleyip zayıflıklarını, sıkıntılarını ve şikayetlerini belli etmeli. Maria işe başladığı gün "Onu istemiyorum." demeyi geçin kıskandığını bugüne kadar belli bile etmedi. Sevgisini belli etmemesi ve hissettirmemesi de beni her geçen gün daha da agresif bir adam haline getirdi. Acaba benden utanıyor mu? Soğudu mu? Sevmediğinin mi farkına vardı? diye düşünmekten kafayı yedim.

Böyle şeyleri yaşayan tüm insanlarla dalga geçerdim, şu an onlardan daha beter olmak ve az önceki konuşmaya "hala beni önemsiyor olmalı ki üzülmüş." demek, eski Kaan için fazla acınasıydı.

Dennis elindeki tabakları mutfak tezgahına koyup mutfağın kapısını kapadı ve benim karşımda dikildi.

"Ablam'la aranda bir şey mi var?" dedi.

Bunu beklemiyordum.

"Hayır. Nereden çıktı?"

"Ablam isterse çince konuşsun. Ben; onun gözlerinden, sesinin tonundan ve hal ve haraketlerinden onu çözerim. Bu işi çok sevdiğini söyledikten sonra 'Yorgunum' demesi çok saçmaydı. Yemekte sana bakışları da hoş değildi."

Eğer bu çocuğun dedikleri doğruysa; Hazel, duygu ve düşüncelerini, haraketleriyle belli ediyor ama bana hiç doğru gelmiyor çünkü bir çok insandan daha iyi gözlem yaparım ve o, asla bir şey çaktırmaz.

Hemen bir bahane üretip "Genelde biz çok kavga ederiz ama operasyonumun stresini hala atamadığımdan dolayı bugün üstüne normalden fazla gitmiş olabilirim." dedim.

İlişkimizi, ablasından duyması daha doğru olur. Tabii ilişki diye bir şey kaldıysa.

Bana pek de hoş olmayan bir şekilde gülümsedi ve "Hatanın farkında olman çok güzel, takdir ettim. En kısa sürede özürünü de bekliyorum." dedi.

Kardeşiyle böyle bir başlangıç yapmasam daha iyi olabilirdi.

"Hiç şüphen olmasın. Ablan bu takım için çok önemli ve ona hepimiz değer veriyoruz." dedim.

Gerçekten son dönemlerde kendimi tanıyamıyordum. Böyle durumları alttan almak, kafamda sürekli bir kızın olması çok saçmaydı. Hele ki bana değer vermediğini hissetiğimde ondan ayrılmak yerine, ağzından "Seni seviyorum, seni kıskandım." gibi sözler duymak için kalkıp buraya gelmiş olmam gerçekten ayvayı yediğimi gösteriyordu.

Tekrar terasa çıkıp normal tavrımı takındım ve "Haydi beyler alta inin playstation oynayalım." dedim.

Herkesle birlikte ayaklanan Yunus'un elini, sandalyede oturan Tuğçe tuttu ve "Hiçbir yere gidemezsin. Zaten yüzünü zor görüyorum, benimle ilgilen." dedi.

muhtemel aşk | Kaan AyhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin