🎶The Piano Duet - Danny Elfman (Corpse Bride 2005)🎶
İyi okumalar.
Uyandığımda önce koltukta oturan annem ve babamı gördüm. Annem elini alnına yaslamış dirseğini de dizine dayamışken diğer eli babamın elleri arasındaydı. Ağladığını hafifçe titreyen omuzlarından anladım. Babamın gözleri dalmış, yeri izliyordu. Panik atak geçirip sonra da bayılmış olmalıydım. O odada geçirdiğim ilk dönemler bunu sıkça yaşadığım için ne olduğunun ve gidişatın farkındaydım. Uyandığımı henüz anlamayan annemin fısıltısını işittim.
"Allahım sen bana korktuğumu yaşatma. Solmasın çiçeğim."
Bir çıt sesi duydum içimde. Bir süre ailemi izlerken ne hissettiğimi anlamaya çalıştım ama karşılaşmayı umduğum hiçbir şey bulamadım zihnimde. Boş gibiydi. Korkunun kırıntısını bile bulamadım o an. Garipti çünkü kriz anından önce korkunun damarlarımı tıkayacak kadar yüzeyde ve net olduğuna yemin edebilirdim. Bu hissizlik tanıdık geldi sonrasında. Planımı kurup o radyoyu doldururken, en sert darbeleri indirebilmek adına günlerce pratik yaparken ve o kapının açılmasını beklerken de aynen böyle hissediyordum. Daha önce de saldırmıştım ona, korku yine vardı. Başarısız olursam ve canımı yakarsa, uzun bir süre daha orada kalırsam diye çok korkardım. Sanırım aradaki fark, kendimi ne olacaksa olsun diye tembihlediğim gecelerdi. Aradaki fark annemin çaresizliği, babamın dalgın gözleriydi.
"Baba." İkisinin de gözleri hızla bana döndü. Koltuktan kalkıp yanıma geldiler. Babamın eli annemin sırtındayken, annem elimi tuttu hızlıca.
"Kızım. Güzel yavrum benim. İyi misin annem?"
"Nasıl hissediyorsun babacım?" Bir süre sessizce yılların acısını taşıyan yüz çizgilerini izledim ikisinin de. Geciken cevabım karşısında annemin çenesindeki ufak titreyişi gördüğümde kafamı salladım hızla. Avuçlarımı yatağa dayayarak yatakta doğrulurken, "İyiyim iyiyim. Bir an bunaldım sadece. O da fazla etkiledi sanırım. Ablamlar, Leyla nerede?"
Annem yanıma oturup dağıldığını düşündüğüm saçlarımı elleriyle tarayıp düzeltirken cevap verdi babam.
"Dışarıda, kalabalık olmasın diye çıktılar. Doktorun dediğine göre görülmesi normalmiş ve yaşanmaya da devam edebilirmiş bu panik ataklar. Sakarya'ya bir dönelim, sen seanslara başlarsın iyi bir doktor bulur bulmaz. Beslenmene de çok dikkat edeceğiz. Zaten bütün kontrol ve muayenelerin tamam. Bir sorun da yokmuş işte. Burası da iyi gelmiyor sana. Yeter."
Dinledim sadece. Onun kaçtığından haberdar olmaları gerekiyordu. Polisle birebir iletişim halindeydi babam en son. Büyük ihtimalle Leyla gibi benden saklamaya uğraşıyorlardı hala bunu.
"Polis, sizinle iletişime geçti mi?" Babamın yüz kaslarının gerilişini ve ellerini arkada toplayarak derin bir nefes almasını izledim. Annemin de saçlarımda gezinen eli duraksamıştı. Gözlerini çevirip babama baktı ne yapacağını bilemeyerek. Derin bir nefes de ben çektim içime.
"Onun kaçtığını biliyorum." Babamın kaşları hızla çatıldığında annemin de gözleri tekrar bana döndü. Leyla'nın benim bildiğimi onlara söylemediğini anladım.
"Nasıl?" Diye sordu annem babamdan önce davranarak.
Leyla'yı gözlerinde kötü bir duruma düşürmek istemiyordum. Bunu bilmeyi isteyen bendim. Leyla da bana yalan söylemezdi. Bunun için onu suçlamalarına izin vermezdim. Yine de bu bilgiyi onlara vermemeye karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİNHAN
Mistério / SuspenseSaye Erarslan, 16 yaşında okuldan evine döndüğü bir akşam üstü hayatının yönünü değiştirecek bir adamla karşılaşmıştı. Yardım eli uzattığı bu yaşlı adam, aslında kabusun ete kemiğe bürünmüş haliydi. O gün, dünyasından koparılarak altı uzun yıl boyun...