28. Bölüm

1K 177 261
                                    

Merhabaaa arkadaşlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhabaaa arkadaşlar. Biz geldik. Şimdi birkaç bir şeyi aydınlatacağım.

1) yoongi'ye ne oldu? Hiçbir şey olmadı. O zaten davet bahanesi ile saraydan çıkarılmıştı sadece. Diğer bölümde yer verdim zaten onla ilgili bir sahneye. Savaşa hiç dahil olmadı.

2) Minjun'un ve Hana'nın annesinin Yoongi'den hoşlandığını biliyoruz. Önceki bölümlerde demiştim. Tek soru bundan Jungkook'un haberi olup olmadığı. Fic henüz bitmedi ve bu sorular ilerleyen bölümlerde cevap bulacak.

3) Tae'nin gidişini birazdan okuyacaksınız zaten. Ben önceki bölümlerde kasvetli havayı biraz olsun dağıtmak ve fici dengelemek için kaostan biraz uzaklaştırdım.

O zaman iyi okumalar.

Yorum sınırı: 200

————

FLASHBACK:

"Hana uyandı!" Minjun sarayın koridorlarında koşup babasına ulaşmaya çalışırken bir yandan da müjdeli haberi bağırıyordu. Jimin hemen odasından çıktı ve Hana'nın yanına koştu. Hana gözlerini açmış odayı incelerken doktor birkaç değerine bakıyordu. Jimin'in gözleri dolsa da çabucak toparladı. Aklına onun anne olamayacağı her an geldiğinde yutkunmakta bile zorlanıyordu. Yine de bunu ona yansıtmamayı seçti. Bu Jungkook'un ona anlatması gereken bir konuydu ve karışamazdı.

"Hana..." Jimin büyük bir şefkatle omega kıza yaklaştı. "Bizi çok korkuttun." Dedi. Hana kollarını açtığında Jimin ona sarıldı. Normalde ona daha sıkı sarılmak isterdi ama canını yakmak istemiyordu. "Sen beni korudun." Hana büyük bir minnetle ona sarıldı. O anları bir an olsun unutmamıştı. Sonra aklına Taehyung geldi. Eğer Hana kaçmasa Taehyung çoktan Hana'yı onlara teslim etmişti.

Hana Jimin'e sarılmayı bıraktı ve arkasına yaslandı. O esnada kapı büyük bir gürültüyle açılmış içeri Jungkook ve Minjun girmişti. "Kızım!" Jungkook hızlı adımlarla kızının yanına vardı ve onu göğsüne çekti. "Meleğim benim." Omeganın kokusunu derince içine çekti. "Çok korktum." Jungkook tamamen sert görüntüsünden ve konuşmasından sıyrılmış tamamen kızını kaybetme korkusuyla dolup taşmıştı. Korkusunu saklayacak gücü bile kalmamıştı son birkaç günde. Hana yavaşça babasından ayrıldı. "Baba, sana bir şey anlatmalıyım." Dediğinde Jungkook kaşlarını çattı. Kızının ciddi ifadesi içinde bir endişe belirmesine sebep olmuştu.

——-

"Nasıl yapabilir bunu?!" Jungkook odanın içinde dönüp dururken Jimin küçük kızın saçlarını okşuyordu. Minjun ise aynı babası gibi ordan oraya gidiyordu. Hana Taehyung'un kendisini nasıl onlara verdiğini anlattıkça Jungkook deli olmuştu. "Onu bu ülkeden göndereceğim! Krallığıma adım bile atamayacak!" Dedi sinirle. Hana'nın cılız sesi yerinde durmasını sağladı. "Baba, bir şey isteyeceğim." Dediğinde Jungkook hemen kızına yaklaştı. Onun saçlarını nazikçe sevdi. "Söyle bir tanem. Ne yapayım senin için?" Dedi.

Protector Of The Prince • Jikook ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin