Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BİZ GELDİK BİRAZ ERKEN VE SINIR GEÇİLMEDEN GELDİK AMA BUNU ATAYIM DİĞER BÖLÜM BİRAZ UZUN VAKİT LAZIM. Bunu erken attım diye ödeşmiş oluruz bence NASIII fenaa
Sizi çok seviyorum
İyi okumalar
Yorum sınırı :190
——-
Jimin, Hana odadan çıktığında kendini ciddi manada kötü hissediyordu. Son zamanda Hana kendisine ısınıyor gibiydi ama anlaşılan Hana onu hiçbir zaman kabul etmeyecekti. Omuzları hayal kırıklığı ile düştü ve kendini yatağına bıraktı. Bunu Jungkook'a söylemeli miydi? Hayır, bunu yapamazdı çünkü kralın yok yere kıza kızabileceğini biliyordu. Eğer böyle bir şey yaparsa Hana kendisine daha çok zıtlanırdı. Peki Hana Taehyung'un mu olmasını isterdi? Ondan mıydı bu çabası? Jimin sıkıntıyla göğsünü şişirdi. Bugün huzursuz bir şekilde uyuyacaktı.
——-
Ertesi gün kapısı çalındığında istemeye istemeye uyandı Jimin. İçeri Minjun girdiğinde yüzünde gülümseme oluştu. Küçük alfaya sevgiyle baktı. Minjun'un tıpkı babasına benzeyen bakışları ise Jimin'in üzerindeydi. "Jimin, burada yatabilir miyim?" Yatağında huzursuz hissetmesiyle soluğu burada almıştı. Jimin şefkatle gülümsedi ve yatakta iyice yana kayarak ona alan sağladı. "Gelin prensim." Minjun yüzüne yerleştirdiği tebessüm ile kendisine açılan boşluğa yerleşti.
Bir süre odada sessizlik oluşmuştu. Bu sessizliği bozan ise Minjun'du. İçindeki sıkıntıyla "Hana, senin babamla evlenmeni istemiyor." Jimin, Minjun'un dediğiyle sıkıntılı bir şekilde iç çekti. Minjun'un bunu farkında olması canını sıkmıştı çünkü o kardeşini seçip kendisine karşı çıkabilirdi. Nitekim Minjun'un dedikleri bunu doğruladı. "Kardeşimin üzülmesini istemiyorum." Bu söz Jimin'in yutkunmasına ve kalbinin hızla atmasına sebep oldu.
Minjun yaşına rağmen büyük bir olgunlukla konuşuyordu sırf bu yüzden Jimin ona hayran kalıyordu. "Ama babamın mutlu olmasını istiyorum. Bu yüzden Hana'yı dert etme o da buna alışacaktır." Jimin alfayı dikkatlice dinledikten sonra gülümsedi. "Siz bunları düşünmeyin prensim. Her şey olacağına varır. Kralımız hem sizi hem de Hana'yı düşünerek karar alır. Endişeniz olmasın. Kafanızı bunlarla doldurmayın." Minjun az önceki halinden sıyrılıp omega olanın göğsüne sığındı. "Uyuyalım." Jimin bir elini onun sırtına yerleştirdi ve onu onayladı. "Uyuyalım prensim."
——-
Üç günün sonunda Jungkook nihayet kızgınlığın vücudunu terk ettiğini hissediyordu. Gece olmuştu ve susamıştı. Birinden isteyebilirdi ama kontrol hazır kendisindeyken yataktan uyuşuk bir şekilde kalktı. Günlerdir bu odadaydı ve biraz çıkmak iyi gelecekti. Dolabından rastgele aldığı şortu üzerine geçirdi ve üst vücudu çıplak bir şekilde odasından çıktı. Nasıl olsa bu saatte kimse ortalıkta olmazdı.
