Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İnstagram açıldı gerisi buranın başına.
Bölüm sonunda mutlu edeyim sizi çok kasvete boğmayayım diye düşündüm. 💗
Diğer bölümün sınırı çok güzel geçildi bu yüzden çokkk mutluyum hepinize çok teşekkür ederim.
Yorum sınırı: 190 (sınır geçilmeden yeni bölüm gelmeyecektir.)
İyi okumalar. Hepinizi çok seviyorum.
———-
Jungkook sarayın koridorunda bir oraya bir buraya giderken Jimin ağlamaya devam ediyordu. Hana, kucağında vurulmuştu. Onu koruyamamıştı. Minjun bile onları korumayı başarmıştı ama Jimin sıkı sıkı tuttuğu çocuğu bile koruyamamıştı. Çok kötü hissediyordu. Taehyung titreyen ellerini bacaklarının arasına sıkıştırdı. Jungkook öfkeyle ona baktı. "Kızımı nasıl yalnız bırakırsın!?" Jungkook'un gözlerinin kırmızılığı bir an olsun gitmemişti. Alfası kızının aldığı yarayla kendini kaybetmişti.
"Ben-ben çok korktum efendim." Jungkook ona doğru eğildi ve gergin yüz ifadesiyle "Ben seni neden işe aldım!" Diye bağırdı. Tüm koridor onun sesiyle yankılanmıştı. Jimin gözlerini sıkıca yummuş öne ve arkaya hafif hafif sallanırken kusacak gibi hissediyordu. Elbisesine bulaşmış kanlar direkt olarak midesini bulandırıyordu. Bu kan prensese aitti ve prenses içeride canıyla sınanıyordu.
