BİR GARİP AŞK (TAMAMLANDI )

1. Bölüm

Uzun bir aradan sonra herkese merhabalar :)

Yeni hikayem sizlerle umarım beğenirsiniz.

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum :)

Hikayelerime daha kolay okumak isterseniz ÇİZGİ STUDİO uygulamasından "berna_dogan690" adıyla erişim sağlayabilirsiniz.

İyi okumalar <3
.
.

3 Eylül 1996 Hakkari- Çukurca, Köprülü köyü

Kemal, Hakkari'ye gelirken yolda uğradığı silahlı saldırıyla arkadaşını kaybedince hiç bilmediği yabancı sokaklara geziyordu.

Bir çok adamla göz göze gelen Kemal, çaresizce başını gökyüzüne kaldırdı.
-"Nasıl gideceğim bu köyden?.. Allah'ım sen yardım et bana"

Attığı her adımına dikkat ederken kendine doğru gelen adamları gördü. Korku gözlerle yutkunarak yoluna devam ettiğin de birden etrafı sarılınca ne olduğunu anlamadı.
-"Hele bakın burada kimler var?"
-"Koskoca Kozcuoğlu köyümüze gelmiş"
-"Ne istiyorsunuz?"
-"Ne mi? Ona daha karar vermedik ama şöyle geç bi oturalım"
-"Ben oturmak istemiyorum"
-"Aaaa olur mu hiç öyle şey? Kemal Kozcuoğlu'nu iyi ağırlamazsak sonra bize ne derler?"

Etrafına sarılan adamlar birden kahkaha atınca kolundan tutup çekildi.
-"Dökül bakalım Kemal"
-"Bırakın beni.. verecek hiçbir şeyim kalmadı"
-"Biz buluruz sen dert etme"
-"Bırakun ula adami"

Adamlar Hamza'yı görünce birbirlerine bakınca Kemal'i arkasını alıp saklamaya çalışıyordu.
-"Sen karışma Hamza"
-"Ula beni oraya getirtmeyun da.. çekulun bakayum"
-"Hamza sen git başka yerin çöplüğünü temizle, bizim çöplüğümüze karışma"
-"Ula o çöpi de senu de yakarum"
-"Sıkıyorsan yak bakalım"

Hamza belindeki silahı çekip doğrultacağı an da elebaşı Kemal'e baktı.
-"Seninle işimiz bitmedi daha"

Kemal ne olduğunu anlamadan birden itilince acıyla yere düşüp giden adamlara bakıyordu.

Hamza kendilerine doğru gelen dört adama tek tek bakınca önüne duran adamın gözünün içine doğru kısık gözleriyle süzüyordu.
-"Bu iş burada bitmedi Hamza"
-"Benumda işim bitmedu"
-"Attığın her adımına dikkat et"
-"Bence sen et.. hem bellu mi olir... Bumm"

Hamza, göz kırpıp adama yandan bakış atınca Kemal'in yanına gelerek düştüğü yerden kaldırıp omzuna bir kez vurmuştu.
-"Eyu misun?"
-"İyiyim sağolun"
-"Buralarun yabancusun bellu"
-"Öyle"
-"Ne işun var ula buralarda?"
-"Arkadaşımla iş için geldik, ben de burada kapana sıkışıp kaldım"
-"Arkadaşun nerededur?"
-"Öldürdüler"
-"Uuiyy başun sağolsun"
-"Sağolun"
-"Sen eyusin değul mi? Birşey yapmadular?"
-"Yok.. zaten yapacağını yaptılar da.. bunlarda hiçbir şey yapamadı.. sayende"
-"Allah'un sevduğun kulisin ki hala hayattasun"
-"Daha çok belasıyım"
-"Dema öyle"

Kemal başını sallayarak yoluna devam edecekken Hamza kolunu tutup ilerdeki minibüsü işaret etti. Kemal baktığı yöne küçük çocuğun bağırdığını duyunca Hamza'ya baktı.
-"Çukurca yolcusu kalmasın.. Çukurca yolcusu kalmasın"
-"Kürtçe konuşuyorlar anlamıyorum"
-"Çukurca yolcusu kalmasun diyor da"
-"Çukurca da ne yapacağım ben?"
-"Hemşerum sen nereye gideceksun?"
-"İstanbul'a"
-"Gel bakayum senu buralardan çıkarayum sonra İstanbul'a yolcu ederum"
-"Neden bana yardım ediyorsun?"

Hamza etrafa bakıp kısık sesle konuşmaya başladı.
-"Ben askerum.. senun ne işun vardur bilmiyrum ama benim da ha buralarda işum vardur"

Kemal rahat bir nefes alıp gülerek Hamza'ya sarıldığı gibi sırtına vurdu.
-"Seni Allah gönderdi kardeş"
-"Benu Allah'mi gönderdu bilmiyrum ha burada kalursak dönüşümüz zor olur da.. hayde yürü bakayum"