24. Bölüm

70 7 0
                                    

Yusuf Emir sabah şirkete ıslık çalarak girdiğin de herkesi şaşkın bırakarak kapının önünde durunca sekreterine baktı.
-"Emir Bey siz beni kovmadan ben kendi isteğimle işten çıkabilirim"
-"Sabah sabah ne diyorsun Seda?"
-"Normalde size sormadan kimseyi içeriye almam ama durduramadım"
-"Kim geldi?"
-"Selin Hanım"
.
.
.
Belinay hastayı muayene ettikten sonra reçeteyi yazmaya başladı.
-"Hocam gözümdeki bu arpacık nasıl son bulacak?"
-"Korkun olmasa ameliyat ile bir kaç saat içinde hallolur"
-"Yok hocam siz bana ilaç yazın"
-"Ben sana ilaç yazarım ama bitse dahi yine çıkar"
-"Sizi tebrik ediyorum. Dürüstlüğünüzden dolayı da ayrı tebrik ediyorum"

Belinay ilaçları yazıp gülerek hastaya uzatınca çalan telefonu sessize aldı.
-"Hocam aramızda kalsın ama bazı doktorlar tamamen biter, daha çıkmaz, ameliyat olsan bile çıkar gibi bir sürü bahaneler sıralıyorlar. Siz ama siz varya bambaşkasınız. Sizin gibi doktorların sayısı artmalı"
-"Teşekkür ederim. İşimi severek yapınca hastalarımla daha çok ilgileniyorum"
-"İlgilenin hocam. Bu arada hocam bu geçmezse korkuyorum ama beni ameliyat edersiniz değil mi?"
-"İstersen bugün bile yaparım yeter ki sen hazır ol"
-"Sağolun hocam. Ben gideyim iyi günler"
-"İyi günler"

Belinay giden hastanın arkasından bakıp gülümsediğin de telefonu alıp annesini aradı.
-"Canım"
-"Kizum aradum demin ama müsait değuldun sanirum"
-"Hastam vardı annem açamadım.. neyse boşver bunu ne yapıyorsun nasılsın?"
-"Eyuyim kizum. Babanla uğraşiyrum"
-"Ne yapıyor yine?"
-"Evde ne kadar kapi kollaru varsa tamir edeceğum dedu. Şimdu hepsuni bozdu"
-"Ooo durumlar fena desene"
-"Heç sorma kizum ne edeceğumi şasurdum"
-"İşten erken çıkarsam bir babamı görürüm"
-"Çok mutlu olurum. En azundan bir süre kafam dinlenur"
.
.
.
Okan Hoca, Erkan Hoca ile birlikte bahçede otururken Alara'nın uykulu hallerini görünce gülümseyerek yanına gelmesini beklediler.
-"Merhabalar"
-"Merhaba da, bu halin ne?"
-"Sabaha kadar uyumadım"
-"Neden?"

Alara, Erkan Hoca'nın sorusuyla bakışlarını kaçırıp elindeki kahveyi içmeye başladı.
-"Uyku tutmadı hocam"
-"Dua et de bugün acil sakin olsun"
-"İnşallah. Bu arada Belinay nerede?"
-"En son hastayı muayene ediyordu, gelir birazdan"
-"Havalar da soğumaya başladı"
-"Havalar soğuyor da şu koşarak gelen Belinay değil mi?"

Erkan Hoca'nın sorusuyla karşıya baktıklarında Belinay'ın olduğunu görünce Alara ayağa kalkıp yanına çağırdı.
-"Ayy yoruldum oooouuyyy"
-"Nereye koşturuyordun?"
-"Kahvem soğumadan içeyim istedim Hocam.. hala sıcak mmm"
-"Afiyet olsun"
-"Okan Hocam"
-"Belinay Hocam"
-"Bakıyorum da ameliyathanede değilsiniz"
-"Hasta yok"
-"Ne güzel ya.. keşke benim de olmasa diyeceğim tövbe tövbe.. olsun olsun ne kadar çok olursa o kadar olsun"
-"Kesmeyi seviyorsan başka bölümü tercih etseydin"
-"Bu saatten sonra okumak gözümü almıyor. Artık idare edeceğim"
-"Ha yani istesen okuyacaksın?"
-"Kolayı olsa evet derim de zor hocam ya"
-"Sen onu boşver de evlilik nasıl gidiyor?"
-"Anlatılmaz yaşanır dedikleri varya işte o bu cümle için kullanılmış. Değişik birşey ya"
-"Nesi değişik Belinay?"
-"Şimdi Erkan Hocam. Baba evinde sabah uyanırken sadece işine odaklanıyorsun. Koca evinde öyle olmuyor. Sorumluluk bindi üzerime ya. Teraziyi denge de tutmak gerekiyor"
-"Terazi ve sen kulağa komik geliyor"

Belinay, Erkan Hoca'ya gülümsediğin de Gamze'nin aradığını görünce telefonu açıp hoparlöre verdi.
-"Efendim Gamze abla"
-"Belinay abla benim Uraz"
-"Urazcığım nasılsın?"
-"Ben iyiyim de dayım iyi değil"
-"Neden lokumum?"
-"Sinir krizine girdi. Kimse yanına yaklaşamıyor. Annem de bana telefonu verip odaya gönderdi"
-"Ne demek sinir krizine girdi? Uraz bana neler olduğunu anlatır mısın?"
-"Bilmiyorum ki Belinay abla. Bağırarak geldi. Sonra birden ortalığı dağıtmaya başladı. Anneannem çok ağlıyor"
-"Tamam Urazcığım ben geliyorum"
-"Çabuk gel Belinay abla, dayım çok kötü"
-"Benim gitmem gerek"
-"Ben seni bırakayım"
-"Yok hocam.. Alara arabanı versene"
-"Arabada sanayide"
-"Sen al benim motoru onu sür, dikkat et"
-"Sağolun Erkan Hocam"
-"Hastalar ben de"
.
.
.
Selin eve girince salonda oturan Mete'yi görünce olduğu yerde kaldı. Mete ayağa kalkıp kapıyı örtünce Selin'i yolu gösterip oturmasına bekledikten sonra kendisi sandalyeyi çekip oturdu.
-"Nasılsın Selin?"
-"Sen eve nasıl girdin?"
-"Kapı açıktı. Giderken kapıyı örtmeyi unutmuşsun ben de girdim"
-"Kimi kandırıyorsun sen Mete?"
-"Kapının önünde kameralar var istersen bak"
-"Ne istiyorsun?"
-"Konuya girelim diyorsun tamam girelim. Duyduğuma göre Emir Kozcuoğlu'nun eski sevgilisi senmişsin"
-"Evet eski olabilirim, hala birbirimizi seviyoruz"
-"Seviyorsunuz demek.. anladım.. peki Belinay ile evlendiğini biliyor musun?"
-"Evet"
-"Belinay'ın kim olduğunu biliyor musun?"
-"Kimmiş?"
-"Benim çocukluk arkadaşım"
-"Nasıl?"
-"Basbayağı çocukluk arkadaşım"
-"Peki bunu bana neden söylüyorsun?"
-"Geçenlerde Belinay'ın yanına gitmişsin. Üstelik kızı tehdit etmişsin"
-"Belinay yemedi içmedi sana mı yetiştirdi?"
-"Belinay seninle tanışık olduğumuzu bilmiyor ki tehdit ettiğini söylesin. Ayrıca benim çevrem geniş olanlar benim kulağıma geldi"
-"Ne yapacaksın? Sen de mi beni tehdit ederek sürgüne göndereceksin"
-"Cık"
-"Haa o zaman ailemi öldürmekle tehdit edeceksin"
-"Ben tehdit etmem yaparım. Ayrıca bir daha Belinay'ın karşısına çıkıp tehdit edersen.."

BİR GARİP AŞK (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin