Yağız Kılınç/
Çağan'la Tuana ne yapıyor lan acaba? Deprem oldu ordan çıkmaya bile çalışmıyorlar amina koyayım. Acaba bu çağan kızı bayiltti mi? Yok yok üstüne atlamıştır. Sacmalama Yağız.
Odanın içinde kırıcı bir şey aradım ama Çağan yoktu. Kendi kendime güldüm. Gözüme çarpan para kasasiyla sırıttım. Elimle kapiya hafifce vurdum. Zor olucağını biliyordum ama kırılırdı. Kasayı kucağıma alıp kapıya vurdum. Ardından bir daha, bir daha, bir daha..
Yarım saat sonra kırılmıştı ve odadan çıkmistim. Tuana'nin odasının kapısını da kırıp içeriye göz gezdirdim. Gizli kapıyı görünce kapıya vurup bağırdım.
"Tuana! Çağan!"
&
Tuana Naz Tiryaki
Elim kaslarında gezdi. Fazla iyiydi. Tişörtümü çekip çıkardı. Sırtıma uzandı eli. Kopçasını açtığı sütyenim yere düştü. Gözleri arsızca vücudumda gezindi. Bir eli göğsümü buldu. Diğeri de sırtımı. Koca eli sırtımı nerdeyse kapladi. Göğsümdeki eli sürekli olarak sıkıp bırakıyordu. Yavaşça yatağa uzandırdı bedenimi. Dişlerinin arasındaki göğüs ucum sızlıyordu.
"Fazla güzelsin..."
Dudaklarımı yaladım. Altımdaki eşofmanı çekip çıkardı. Göğsümden kafasını kaldırıp bacaklarımda gezdirdi bakışlarını. Hafif hareketlendi, yüzü buruştu. Kısıkça inledi.
"Naz..."
"Hımm.."
"Duramam.."
"Durma.."
"Emin misin?"
"Hiç olmadığım kadar.."
Hızla kendi altındaki esofmani da indirdi. Ikimiz de sadece altimizdaki iç çamaşırlarımızla kalmistik. Ustume uzandı. Bir eli göğsümü buldu. Boynumu emdi bir süre, morardigina emindim. Her dokunuşu bana daha fazlasını istetirken kendimi ona sürttüm. Aramizda kivilcimlar oluştu. Sürtünmem ikimize de büyük zarardı şu an..
Parmağı iç çamaşırımı aşağı çekti. Aklımı yitirmiştim, kontrol tamamen ondaydı. Parmağını tenimin derinlerinde hissettim. Dudaklarımdan bir inilti, burnumdan da bir nefes döküldü..
"Naaz... Parmağımı yakıyorsun kızım.."
"Sen beni yakarken iyiydi"
Sabahki depremden önceki yakınlığımızda ne kadar etkilendiğimi tahmin dahi edemezdi.
"Seni yakıyorum da ben çoktan kül oldum"
Parmağını çekip boxerini çıkardı. Gördüğüm an bacaklarımı birbirine bastırdım.
"Korkma güzelim, iğne gibi düşün"
Deyip göz kırptı.
"İğne kısa ama.."
Yeniden üstüme uzanınca penisi bacaklarıma sürttü. İnledim anında.
"Bebeğim.. O güzel bacaklarını açar mısın, yoksa uğraşayim mı? Yani en fazla iki dakika dayanırsın o da bir seyi degistirmez"
Bacaklarımı daha da birbirine bastirdim. Siritti kendi kendine. Dudagini kulagima surterek konustu.
"Fazla Naz aşık usandırır ama ben Naz'ına aşığım..."
Bedenim anında kendini bıraktı. Ne yani harbiden seviyor muydu beni? Ben sadece benle olmak istediğini sanmıştım. Ne demek bana aşık???
Bacak aramda hissettiğim şeyle kendime geldim. Ama artık çok geçti. Içimde yerini almıştı bile. Inledim ama bu dudaklarinin uzerine olunca sesim sadece aramizda kalmıştı. Dudakları anı unutturdu. Nerde ne yaptığımı bile bilmiyor gibiydim. Tutkuyla ama yavaş yavaş öpmesi delirten cinstendi. Fazla güzel öpüyordu ve ben o öpüşü bir kez tattiysam bağımlısı olurdum..
Kapının yumruklanması ve dışardan bağırılan isimlerimizi duyunca öpüşü durdu. Içimden ne kadar yavaş olmaya çalışsa da sert olduğu için canımı yakarak çıktı.
"Yağız?"