"Off, onu bunu boşver de ben akşam ne giyicem?"
Dedim konuyu değiştirip.
"Ya kızım, anlatsana ya!"
"Alis, saat yaklaşıyor bebeğim"
"Off iyi tamam, ama sonra anlatıcaksın"
"Tamam"
"Şimdii"
Dedi ayağa kalkıp dolabimin önüne geçti.
"Bence, kırmızı giy, hem sana yakışıyor-
"Ya ama baş başa değiliz sonuçta ne gerek var kırmızıya?"
"Öyleyse siyah?"
"Siyah sade kalır"
"O zaman ikisinin ortası, bordo?"
"Olabilir getir bakayım"
Elbiseyi bana uzattı. Hiç giymemiştim. Aldığım gibi duruyordu ve rengi gerçekten çok güzeldi.
"Makyajımı sana bırakıyorum?"
"Önce makyaj yapalım geç otur"
Dedi sandalyeye beni çekiştirip. Kırk dakikanın ardından hazırdım. Makyajım elbiseyle uyumluydu. Altıma da elbisenin tonunda bir stilletto
Kırmızı rujum tamamlıyordu beni. Birkaç fıs parfümden sonra hazırdım.
"Alis'im teşekkür ederim bebeğim"
Dedim Alisa'yı kapıdan geçirirken.
"Rica ederim güzelim, ben yine gelirim, sen de bana gel lütfen"
"Tamamdır askim uğrarım"
Alisa'nın ardından salona geçtim. Babam da geldiğinde baştan aşağı süzdü beni.
"Naz Hanım, bu guzelik ne?"
"Teşekkür ederim efenim, siz de yakıyorsunuz"
"Bu kadar güzel olmanızın sebebini öğrenebilir miyim?"
"Ben her zaman güzelim babacım?"
"Biliyorum biliyorum bebeğim de, şimdi bir ayrı bir güzelsin yani?"
"Yok babacım ya, hadi çıkalım"
"Peki öyle olsun, hadi"
&
"Çağan yapma"
Dedim kulağına yaklaşıp. Elini bacağımdan tutup attım. Sırıtıyordu ve belli etmemek için kalın dudaklarını birbirine bastırdı.
"Noldu? Niye öyle bakıyorsun?"
Soru sormaktan çok imada bulunduğu için bakışlarımı dudağından çektim.
"Haklisin Fatihcim, o zaman bile çok iyiydi şimdi düşünemiyorum"
Ne konuştuklarına dair hiçbir fikrim yoktu ama aynı masadaydık, saka mi?
"Ne konuşuyorlar?"
Dedim Çağan'a.
"Bilmem, ben seni izliyordum"
Asık aşık bakıp dudağını yaladı. Bir de üstüne iç çekince beni hafiften sıcak bastı.
Boğazımı temizleyip Fatih abiye döndüm.
"Fatih abicim, her şey çok güzel olmuş, teşekkür ederiz, beni özellikle çağırmışsın söylemek istediğin bir şey mi vardı?"
"Aslında evet, daha doğrusu sormak istediğim bir şey var."
"Dinliyorum?"
"Sevgili misiniz siz?"
"Ne?"
Çağan'la aynı anda söylediğimiz şeyle ikimiz arasinda gezindi bakısları, babamın da fatih abinin de.
"Baya, sevgili misiniz? Son zamanlarda sizi her gördüğümüzde yan yanasınız. Olmasanız bile diğerinizin sürekli adı geçiyor. Konu dönüp dolaşıp birbirinize geliyor. Biz birbirinizi sevdiğinizi düşünüyoruz."
Hassiktir cidden. Ne diyeceğiz amına koyayım?
Çağan'ın elini bacağımda hissettim yeniden. Bu sefer sakin ol, ben halledicem, der gibi bir dokunuştu ama.