"O orospu çocuğunu gebertmeden ölmeyeceğim!"
Diye bağırışı odada yankılandı.
"Çağan sakin ol."
"Defne'yi takip eden dün bendim. Bu gün o orospu çocuğu o kızı takip ediyorsa benim her anımdan haberi var demektir bu!"
Defne'yi onun takip ettiğine şaşırsam da konumuz bu değildi şu an.
"Tamam hallederiz hepsini, ama bağırma, bak çok dikkat çekiyoruz Çağan"
Derin nefeslerinin ardından odadan çıktı. Pesinden ben de çıktım. Ona yetistigimde telefonla konuşmaya başladı.
"Alo Yağız! Sana geliyorum ayarla her şeyi"
Telefonu kapatıp bana döndüğünde ikimiz de durduk.
"Naz, benim eve geç, babam sizde. Alisa'yı da al yanına"
"Çağan sen peki?"
"Gelicem."
Hizla yanımdan ayrılıp asansöre binip gözden kayboldu. Odama geri döndüğümde derin bir nefes verip kendimi sandalyeye attım. Bir tane soğuk kahve alıp toplantı odasına yöneldim.
Içeri girdiğimde Ayaz dışında kimse daha gelmemişti.
"Naz? Naber?"
"Iyidir Ayaz'cım senden?"
"Iyi ben de, nerelerdesin kaç gündür? Bir ara senle dışarı çıkalım, özleşmedik mi?"
"Özleştik ya.. Ayarlarım, sen ne zaman müsaitsin?"
"Valla ben hep müsaitim, yani ev, iş o kadar."
"Tamam, o zaman ben bir gün ayarlıyorum ve buluşuyoruz?"
"Okay, bana uyar sen beni ararsın, en kötü yine konuşuruz"
"Bana da uyar"
Dediğimde içeri Mehmet abi de girdi. Hemen ardından da Çağan'ın babası Fatih abi.
"Oo Naz, göremedim seni bir türlü kızım. Nerelerdesin, Antalya'dan döndünüz, yüzünüzü gören cennetlik yemin ediyorum"
Gülerek karşılık verdim.
"Gelirim hatta Çağan'la geliriz Fatih abicim, isterseniz su an bile geliriz"
"Yok o kadar acele değil de bu gün gelebilirsiniz"
"Şöyle yapalım, toplantı bitince Çağan'la konuşayım, sonrasına bakarız, yani bu gün için söz vermeyeyim"
"Tamamdır kızım, sen bilirsin"
Diğer insanların ardından babam da girip koltuğuna yerleştirdiğinde toplantı başladı.
"Evet, hepinizin bildiği üzere, polise kara para akladığımıza dair ihbarda bulunan kişi eski ortağımız Metin Karamanoğlu. Eski diyorum çünkü artık hisseleri Çağan Efe Ak'ın üzerine. Şirkette yüzde yirmi oranla hissesi bulunan Çağan Efe Ak burda değil maalesef bir işi vardı çıktı ama sonraki toplantıda yanımızda olacağına emin olabilirsiniz. Ayrıca babası Fatih Can Ak çok eski bir aile dostum. İkisine de çok güveniyorum. Siz de güvenebilirsiniz.
Söylemek istediğim bir şey daha var Metin Karamanoğlu ile ilgili.
Kendisinin bir adamının daha içimizde olduğuna dair tahminlerimiz var. Daha doğrusu şüpheleniyorduk. Ancak bu gün bir olay daha oldu. Kızımın cok yakin bir arkadaşını takip etmis kendisi. Yani bizi hala izliyor ve her şeyimizden haberi var. Içerde bir adamı olmadan bu kadar bilgiye ulaşması da imkansız. Bu yüzden dikkatli olmanızı istiyorum. Bu odada konuşulanlar bu odanın dışına çıkarsa hepinizi suçlu sayarım. Toplantı bitmiştir."
Herkes toplanıp çıktı. Babamla baş başa kaldık. Hemen koşup boynuna sarıldım.
"Babammm"
"Kızıımmm"
"Çok özledim seni"
"Bir haftadır burdasın güzelim?"
"Ya biliyorum ama.. Ben senden hic bu kadar uzun sure ayri kalmadim. Aliskin değilim"
Burnundan gülüp yanağımı öptü uzun uzun.
"Sana söylediğim seyi hatırlıyor musun, ben yaninda yoksam guclu ol, ben yanindaysam zaten güçlüsün, ağlamaktan korkma ama sakın aglama, ağlamak korkakların işidir.
Ağlamak zaaf göstergesidir kizim, zaaf da zayıflık, zayıflık da sonun göstergesidir kızım bunu sen çok iyi biliyorsun."
Yutkunup daha sıkı sardım kollarımı boynuna. Güldü tekrar.
"Dur kızım boğulucam"
&
Çağan Efe Ak
&Tespit ettiğimiz konuma doğru sürdüm arabayı. Adamlarının birçoğu burdaydı büyük ihtimal. Basıma bir şey geleceğini bile bile geldim oraya. Uzaktan taramalılarla ateş edip yirmi adamı öldürdüm. Kalanını halletmek içeri girmem gerekiyordu ama girmedim. Bu korkutmak için yeterli gelir diye düşünüp geri Yağız'ın yanına döndüm. Kapıyı açar açmaz yüzüme yediğim yumruk sarsılmama neden oldu.