Ehsâs

558 56 214
                                    

Çok şirin CÜNZEYLİ bir bölüm oldu:') Beğeneceğinizi umuyorum<3 Lafı da çok uzatmayayım, artık adetimiz olduğu üzere 35 voteyi ve bool yorumlarınızı bekliyorum efendim. Siz yorum yaptıkça yazma hevesi kazandığımı bilmenizi isterim. Keyifli okumalar<3

Cüneyd temas edememenin eksikliğini en çok hissettiği anlardan birindeydi. Zeynep elini çekip bileğini gözden uzaklaştırırken tutup bırakmamak istese de pek bir şansı yoktu çünkü. Kızın bileğinde olan bakışlarını bu kez gözlerine odakladı. Hala bir cevap alamadığından bir soru daha sordu.

"Acıyor mu?"

Sesi kısıktı. Neden bu denli korktuğunu kendisi de anlamamıştı ama kıza zarar gelmesinden çok korkmuştu. Canının yanmasını istemezdi.

Üstelik kim hangi cüretle böyle bir şey yapmış olabilirdi? Yine o Naim denen babasının işi olmasından şüphelendi. Hiddetin damarlarında dolaşmaya başladığını hissetse de bir şey belli etmemeye çalışıyordu zira kızı bir kez daha korkutmak istemezdi. Nişanlıyken istemeden de olsa yeterince sinirine ve öfkesine şahit etmişti zaten.

Zeynep artık saklayamayacağının farkındaydı. Yalan söylemek istemiyordu. İtikadına mugayır olurdu bu. Fakat yine de Cüneyd Efendi ne tepki verirdi, kestiremiyordu Zeynep. Kızar mıydı annesine? Peki ya 'neden benden habersiz çıktın gittin' derse ne diyecekti? Bunun için bir ceza verir miydi, bilmiyordu. Fakat adam oldukça endişeli görünüyordu, onu biliyordu. 

"Annemle tartıştık. Mühim bir şey değil Cüneyd Efendi, geçti bile." diyerek mırıldandı alçak sesle. Endişelendiğinin farkında olduğundan olayı büyütmek istememişti ama şimdi ne tepki vereceğini de merak ediyordu. Stresten gözlerini hızlı hızlı kırpıştırırken gözlerini gözlerinden ayırmadı.

Mevzu 'anne' olunca kolu kanadı kırılıyordu Cüneyd'in. Babası yapmış olsa, cezasını keserdi. Bir daha Zeynep'e elini sürmesine bile müsaade etmezdi. Fakat şimdi ne diyeceğini bilememişti. Ne yapacağını da...

"Başka bir yerinde bir şey var mı?" dedi kızın gözlerini görebilmek için başını hafifçe eğerken. "Çekinme, söyle."

Zeynep yalnızca başını iki yana sallamakla yetindi. Cüneyd bir süre kızın yüzüne baktıktan sonra yavaş hareketlerle açtığı avucunu kızın arkasına sakladığı bileğine doğru uzattı. Zeynep, Cüneyd'in dokunamayacağını bildiği için elini vermemeyi seçti, nasıl olsa tutamazdı. Bu durumu kullandığı için suçlu hissetse de başka çaresi yoktu. 

Fakat, beklemediği bir şey oldu.

Cüneyd, Zeynep'in elini uzatmayacağını anladığında harekete geçti. Kızın tenine dokunmamak için büyük bir çaba harcarken kıyafetinin bol olmasından faydalanıp iki parmağı arasına kuvvetlice sıkıştırdığı kumaştan tutarak kendine çekti. Ardından da bir eliyle tutunduğu yeri bırakmadan diğer elini uzatarak yine iki parmağıyla kıyafetin bileğinden yakaladı, gözünün önüne getirdi. 

Tuttuğu yerlerden faydalanarak sağa sola çevirerek bileğini inceledikten sonra çok bir hasar olmadığını görünce biraz olsun içi ferahlamıştı. Burnundan kuvvetli bir nefes verdi. Ne kadar hafif de olsa Zeynep'e gelen zarar canını sıkmıştı.

"Konuşayım ister misin Valide Hanım'la?" dedi gözlerini bir an olsun kızın bileğinden ayırmadan. Saygıda kusur edecek değildi ama münasip bir dille de uyarmak icap ediyor gibiydi Meryem Hanım'ı.

Zeynep, daha Cüneyd'in cümlesi bitmeden kafasını iki yana sallamaya başladıysa da adamın gözlerinin odağından, bileğinden, kaymadığını fark edince bir de sesli şekilde reddetmek mecburiyetinde kaldı.

"Hayır hayır, küçük bir tartışma zaten." Telaşla sarf ettiği sözlere biraz es verdikten sonra bu kez mahcubiyetle ekledi. "Teşekkür ederim."

Muhafız| CünZeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin