Sakâmet

868 53 172
                                    

Nazar değdi sanırım :'( Geçen bölüm arayı açmadığımı söyledikten sonra on günde ancak gelebildim... Kusura bakmayınız lütfen. Ricam, önceki bölümü tekrar okumanızdır çünkü unutmuş olabilirsiniz. Keyifli okumalar dilerim. Oylarınızı ve yorumlarınızı beklediğimi lütfen unutmayın<3 

Zihninden geçirdiği yüzlerce ihtimali görmezden gelmeye çalışarak aldığı abdestin ardından banyodan çıktı. Yatak odasındaki banyoyu kullanmak işine gelmişti çünkü hala Cüneyd'in kendisini saçı açık görmesinden çekiniyordu. Aynanın önüne bıraktığı şalı yeniden takmak üzere eline alırken şalın yanına bıraktığı yüzüğe değdi gözleri. Kalbinin teklediğini hissetti. Hayatındaki hiçbir şeye alışamamışken her gün bir yenisi daha ekleniyordu. Sesli bir nefes alıp yüzüğü parmağına takarken bir yandan evin içinden gelen sesleri dinliyordu. Cüneyd'in merdivenlerden aşağı indiğini duydu.

Geç kalmamak için elinden geldiği kadar tez davrandı, saçını örter örtmez aşağı indi. Seccadeler salondaki dolapta dururdu, o sebeple aşağı inerken götüreceği bir şey yoktu.

Merdivenlerin sonuna geldiğinde içeri girmeden önce duraksadı, Cüneyd'e baktı. Gömleğinin yukarıya sıyrılan kollarını indirmesinin ardından elindeki cübbeyi koltuğun üzerine özenle bırakmasını izledi.

Evde bir yabancıyla yaşamak garip bir his olmalıydı ama Zeynep pek de garipsemiyordu. Epey hızlı alıştım, diye düşündü.

Tutunduğu korkuluğu bırakarak içeri adımladı. Arkası dönük olan adamın omzunun üzerinden kendisine baktığını gördü, bakışlarını kaçırdı. 'Vav' harfi çerçevesinin altında duran dolabın yanına gelip eğildi. Seccadeleri çıkarmak üzere dolabı açacaktı ki dolabın üzerinde, en önde duran kavanozu fark etti. Mesir macunu.

İster istemez çatılan kaşlarıyla bir süre duraksadı. Bir tepki verirse Cüneyd'in dikkatini çekeceğini bildiğinden hiçbir şey çaktırmamaya çalışarak hızlı ama sessiz bir hareketle kavanozu kucağına, dizleriyle karnının arasında kalan küçük boşluğa attı. Yere çökmüş olması işine gelmişti. Böylece Cüneyd fark etmeden kavanozu gözden kaybetmeye fırsatı olmuştu.

Seccadeleri çıkarırken onları önüne siper ederek kavanozu dolabın kapaklı kısmına koyup en arkaya itti, bir ses çıkarsa duyulmasın diye de hafifçe öksürdü. İşe yaramıştı. Doğruldu. Cüneyd'in kendisini izlediğini biliyordu. "Zeynep?"

Cüneyd kızı kirpiklerinin arasından süzdü. Acaba Zeynep bugün üşütmüş müydü? Tabii, önce beton zeminde dakikalarca oturmuşlar sonra da oradan oraya yürümüşlerdi. Hem esintide hem soğukta kalmıştı kız, öksürmesi pek de şaşılacak şey değildi.

Kendisi alışkın olduğundan aklına gelmemişti ama Naim gibi bir babası varken kızın evden dışarı çıkmadan büyüdüğünü tahmin etmek zor değildi. Alışkın olmaması yahut bağışıklığının düşük olması normaldi. Akıl edemediği için kendine kızarken kızın konuşmasıyla pek inanamasa da ısrar etmedi.

"Boğazıma su kaçmıştı da, ondan."

Zeynep ise bambaşka şeyler düşünüyordu. Bu macun denen şeyi gözden kaybettiğine emindi. Mutfakta en ücra dolabın en arkasına koymuştu ki Cüneyd görmesin. Eve birilerinin girdiği besbelliydi. Üstelik bu kişi macunu arayıp bulmuş, göz önünde bir yere koymuştu. Kimin yaptığını tahmin etmek zor değil, diye düşündü Zeynep.

Seccadeleri serdikten sonra Cüneyd'in arkasında yerini alırken kimsenin günahını almak istemediğinden tövbe edip düşüncelerini rafa kaldırdı. Ama bu işin peşini bırakacak değildi. Şükür ki, Cüneyd görmeden gözden kaybetmeyi başarmıştı.

Muhafız| CünZeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin