Uyandığımda yatağımdan kalkarak dikleştim. Gözlerimi ovuşturarak ayaklarımı yere koydum ve telefonumu açtım. Saat 9:30'tu ve sanırım evde özgür vardı. Özgür beni uyanırken bu halde görmesin diye farklı kıyafetler giyinip sanki yeni uyanma halim bu şekildeymiş gibi gözükecektim.
Üzerime beyaz ve mavi renkli crop, altına gri eşofman giydim. Saçlarımı tarayıp yüzümü yıkadım ve aşağıya indim. Tam tahmin ettiğim gibi özgür aşağıdaydı, salonda oturmuş telefonuna bakıyordu.
"Günaydın uyuyan güzel."
"Günaydın." Özgürün karşısındaki tekli koltuğa oturdum. Özgür elindeki telefonu kapatıp ellerini önünde birleştirdi ve konuştu. "Uykuyu çok mu seversin?"
"Niye sordun?"
"Saatten haberin yok sanırım." Hafif sahte gülüş atarak tek kaşımı kaldırıp ona bakmamı keyifle izledi.
"Saat kaç ki?"
Telefonunu aldı, ekranını açarak bana gösterdi. Saat sabah 10 olmuştu. Ağzımı hafif açıp kaşlarımı hafifçe açarak olduğum yerden kalktım ve konuştum. "Geç kalmışım neden uyandırmıyorsun!"
Özgür olduğu yerden kalkarak durdu ve konuştu. "Neden uyandıracakmışım?"
"İşe geç kaldım abiciğim bilmemezlikten gelme!" Yukarı kata çıkarken özgürün aşağıdan bağırmasıyla yürümeme devam ettim. "Boşuna uğraşma gidemezsin abinin sözünü çiğneyemem."
Yukarıda odama çıktığımda arkamdan geldiğini ayak seslerinden anlamıştım. Kapıyı yüzüne kapatmak isterken kapıyı tuttu ve içeri girdi. Bense birşey yapmadan çantamı ve giyeceğim kombini seçmeye başlamıştım.
Açtığım dolabı tekrar kapatarak dolaba yaslandı ve benim konuşmamı bekledi. "Hayırdır, şimdi de abimin sözünü dinleyesin mi geldi abiciğim?"
"Evet öyle oldu kardeşim."
Kapattığı dolabı tekrar açarak kıyafetlerimi aldım. Çantamı hazırlarken hala dolaba yaslanmış beni izliyordu ve sanırım beni durdurmayacaktı. Kıyafetlerimi geniş banyomda kapıyı kapatıp giyindikten sonra çantamı koluma takıp aşağı indim.
Özgürün arkamdan penguen gibi gelmesini takmadan kapıyı açtım. Ayakkabılarımı giyerken kapıda belirdi ve konuştu. "Gir içeri damla."
"Girmeyeceğim." Bunu söylerken ayakkabımın bir bağcığını çoktan bağlamış ikincisine geçmiştim. "Damla zorluk çıkmasını istemiyorum gir içeri."
"Ne yapabilirsin ki?"
"Zorlama damla, zorlama." Onu dinlemedim ve diğer ayakkabımın bağcığını da tamamladım. Dış kapıyı açmaya yeltenirken özgür beni bir kolumdan tuttu ve sıkmadan hafifçe beni içeri aldı.
"Bunu istemezdim ama sinirlendiriyorsun kardeşim." Beni evin kapısında kolumu tutarak beklerken ayakkabılarımı çıkarttı. Her ne kadar buna izin vermek istemeyip ayaklarımı ondan kurtarmaya çalışsam da zorla ayakkabıları ayağımdan çıkartmayı başarmıştı. Beni içeri alıp kapıyı kapattıktan sonra kapıyı kitlemişti.
"Tamam, çıkmayacağım ama kapıyı neden kitliyorsun?"
"Sağın solun belli olmaz diye."
İki kaşımı kaldırıp özgürün cümlesini düşünürken salona geçtim ve koltuklardan birine oturup telefonumu elime aldım. Özgür telefonumu elimden tek eliyle çekip karşımdaki tekli koltuğa oturdu. "Tamam bu kadar saçmalık yeter, telefonumu geri ver."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı Yarı | Texting
Teen FictionAbimin Arkadaşı konulu bir hikayedir. Damlayylmz: sen abimin yakın arkadaşısın Damlayylmz: bende abimin kardeşiyim Damlayylmz: bizim sevgili olmamız yanlış olarak karşılanmaz mı? Ozgurakinci: neden karşılansın ki? Ozgurakinci: sonuçta birbirimizi...