(yıl-1994)
(Elysium)
Çayımı yudumlarken bana garip garip bakışlarına eğlenerek bakmaya devam ediyordum. Bir yandan da kucağımdakı tatlı şeyin rahat durmaması beni daha da eğlendirmekteydi.
"Ona şartlar mı sundun gerçekten?"
Çayımdan bir yudum daha aldım ve sırıtarak karşımda şaşkınlıktan pörtlemiş gözleri yuvalarına geri döndürmek için cevapladım.
"Hı-hımmm."
"Bay Salvatore'dan bahs ediyoruz Greene."
"Evet, Karen ben de ondan bahs ediyorum. Beni denemeğe karar verdi. Ben de işin 9-da başlayıp 5-te biteceği sözünü aldım. Hafta sonları çalışmayacağımı da belirttim. Yada geç saatlere kadar mesai yapmayacağımı. Yada ona çay, kahve götürmenin benim işim olmamasını hatırlattım. Derslerim hakkında da bilgi alır almaz onunla paylaşacağım."
"O da kabul etti öyle mi?"
"Öyle gibi."
"Tam olarak ne yapacaksın peki?"
Jessica'nın sesi endişeli geliyordu.
"Anladığım kadarı ile Jess, dosyaları düzenlemek, onu günlük planlarından haberdar etmek gibi şeyler. Toplantılarda da olmam gerektiğini söyledi. Zamanla bu işi alıp alamayacağıma karar verecekmiş. Pazartesi başlamam gerektiğini söyledi üç haftalık yada 15 iş günü diyelim, bir deneyim."
Karen merakına engel olamıyordu.
"Peki ya bu sırada başka asistanlık başvurusu yapanlarla ilgilenecek mi?"
"Güzel soru Karen. Aslında birlikte ilgileneceğiz. Mülakatlarda yer almamı istiyor. Bir nevi düello gibi olacak. Adam savaş görmeye bayılıyor gibi."
"Vay canına Els! Sende gerçekten bir ışık görmüş olmalı. O adam gerçekten serttir."
"Galiba şanslıydım."
Jessica alay ve endişe karışık bir ses çıkardı.
"Şansını zorlama sakın."
"Benim için endişelenmenize gerek yok ki. Kaybedecek her hangi birşeyim zaten yok."
Karen gülümsedi.
"Kazanacaklarından haberdar olmadığın için böyle konuşuyorsun."
"Belki de. Neyse. Ben artık eve çıkayım. Ladoga ilk banyosu ile karşılaşacak. Bir dakika bir şey sormam gerek."
"Sor, tatlım."
"Bay Salvatore kaç yaşında?"
"48 diye biliyorum ben."
Şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım neredeyse.
"Ciddi olmazsın Karen, o en fazla 40 yaşındadır. Adam taş gibi!"
Paul gülümsedi. Karen'in kahkahalarına Jessica da katıldı.
"Üzgünüm tatlım ama bay Salvatore evli. Eşi Marie de harika bir kadındır. Ama illa Salvatore diyorsan, bir oğlu var taş gibi."
"Ay, bana ne ya. Sadece şaşırdım işte sen 48 deyince."
"Tamam, kızma hemen şaka yaptım. Ama küçük Salvatore konusunda ciddiydim. Adam taştan da öte bir yaratık."
"İyi geceler Karen, ben Ladoga'yı banyoya götüreyim!"
Şu anda hepsi kahkahalarla bana gülüyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elysium
General Fiction"Gerizekalı bir kadın gibi davranmayacağım Levasseur, açıklama yapmanı dinleyeceğim... Aptal bir kıskançlık yüzünden, seni dinlemezlik etmeyeceğim. Ne söylersen söyle sana inanacağım. Bana ne olduğunu söyle. Lütfen." Bana bakmasını istiyordum, bana...