10. Bölüm, Dudaklardan Okunan Yalnızlık

42 5 3
                                    

On bölüme ulaştık ama keşke okuyucularım da artsa ama kapalı bir wattpadle zor

Ne yapacağım bilmiyorum ama sanırım yüklemeye devam edeceğim gibi görünüyor

Kitabın büyümesini istediğim için tiktokta sürekli alıntı paylaşımları yapıyorum ve biraz da yükseliyoruz ama dediğim gibi emin değilim

Okuyan ve kurgumu seven herkese gerçekten teşekkür ederim

Keyifli okumalar!

🩵

Bu kitapta geçen; kişi, yer, olay, zaman, kurul ve kurumlar olmak üzere hepsi birer kurgudan ibarettir. Hepsi birer hayal ürünü olmakla birlikte, gerçekliği yansıtmamaktadır.

Bölüm Şarkıları;
Toprak Yağmura - Canozan
Falling Into You - Céline Dion
Reveire - Alexander Motovillov

"Kalbin yetmiyorsa sevemeyeceğin
insanı yorma. Cesaretin yoksa yürüyemeyeceğin yola çıkma..."

~Lev Tolstoy

~Lev Tolstoy

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🩶

Bugün bir mucize oldu.
Ve benim bu mucizeye ihtiyacım vardı. Bunu hissedebiliyordum. Bundan beş yıl önce bana, benim ruh halime, geçirdiğim öfke krizlerine, panik ataklarıma, çabama bakasaydınız herhalde bu Bade'yi göremezdiniz. Bundan beş yol önce dört senedir Pamir yoktu. Şimdi ise dokuz sene geçmişti ve ben Pamir'i tekrardan bulmıştum.

Herkes bu kadar bekler miydi bilmiyordum ama her gece başımı yastığa koyduğumda ertesi sabah Pamir'le karşılaşabileceğimi düşünüyordum. Ya da her sabah başımı yastıktan kaldırdığımda aklıma o geliyordu. Hiç susmayan bir kafa, hiç konuşmayan da bir kız. Buydum ben beş yıl önce. Herkesin tırstığı Bade Duman yeni yeni doğuyordu.

Her zaman içimde bir yerlerde kaynayan bir öfkem vardı ama harlanmadıkça problem yoktu. Bilmiyorum neden ama yüzümün güldüğü çok söylemezdi yine de. Kaşlarım çatıktı her zaman, kahve gözlerimin altında yatanı çok az kişi değil, gerçekten sadece ben bilirdim. Kimseye kendimi açmayı sevmez, hep güçlü durmaya çalışırdım ve bu içimde, gerçek duygularımı dışarıya karşı kolaylıkla saklayabilmeme sebebiyet veriyordu. Dokuz sene geçti. Artık öyle birine dönüşmüştüm ki öfkem ortalığı yakıp kavuruyordu.

Belki aldığım tonca ağrı kesiciden ve fazla kafeinden. Belki de ailemden birinin genetiğinden. Belki de insanların davranışı yüzünden. Ya da benim katlanamamazlığım yüzünden. Belki de yaşadığım onca şeyden kalan bir mirastı bu öfkem...

BADEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin