13. Bölüm, Fırtına

27 6 3
                                    

WHATSAPP KANALIMA GELIN AĞ

Diğer bölümün sonunu kötü bitirdim ama yapacak birşey yok

Hepinizi seviyor, P.A.K. ile baş başa bırakıyorum efenimm

Keyifli okumalar!

🩵

Bu kitapta geçen; kişi, yer, olay, zaman, kurul ve kurumlar olmak üzere hepsi birer kurgudan ibarettir. Hepsi birer hayal ürünü olmakla birlikte, gerçekliği yansıtmamaktadır.

Bölüm şarkıları;
Elfida - Haluk Levent
Daddy İssues - The Neighbourhood

"Bir şarkıyı başa sarıp tekrar tekrar dinliyorsan, o başa sardığın şarkı değil,
hayallerindir."

~Pablo Neruda

~Pablo Neruda

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🩶

Bazen düşünürüm.
Hayır. Bazen değil. Hep düşünürüm ben. Düşünmekten uyuyamam. O gün, boynuma yüzünü gömdüğünde öyle ki düşünmeyi unuttum zannettim. Öyle huzurlu olmamıştım dokuz yıldır. Öyle iyi hissetmemiştim kendimi. Birinin beni önemsemesini özlemiştim belki de. Çok kahve içtiğim için bana kızmasını özlemiştim. Sağlımı düşünmesini, beni düşünmesini özlemiştim.

Ona, ondan nefret etmeyeceğime dair söz vermiştim. Keza hiçbir zaman ondan nefret etmeyeceğimi biliyordum ki, Pamir benim çocukluğumdu, sevgimdi, kalbimdi, yuvamdı. Pamir beni ben yapandı.

Benim hayatım yalanlardan oluşuyordu. Ben ne sevmeyi bildim ne de sevilmeyi. Sevgim beni terk etti diye saçlarımı kestim ben. Oysaki onun benim nerede olduğumu bildiğinden haberim bile yoktu. Ben büyük bir oyunun içindeydim. Satrançı düşünün mesela, beyazlar başlar ilk önce, siyahlar devam eder. Mantık ve akıl oyunudur derler. Öyle ki doğrudur. Ortaokulda satranç oynamayı çok severdim. Santranç hocam siyahları bitter çikolata, beyazları da beyaz çikolata olarak bir benzetme yapardı ve benimde hoşuma giderdi.

Çikolatayı da acılarım kadar yoğun yemek istediğimi o zaman da biliyordum bence. Biliyordum ama bilmiyordum da. Sadece tadı güzel geliyordu o zamanlar. Öyle masumdumki o zamanlar...Öyle yalnızdım da aynı zamanda. Hocamla yaptığımız bir maçta bir soru sormuştum ona, ilgiyle dinleyip cevap vermişti.

"Her zaman beyazlar, yani ilk başlayan mı kazanır? İlk hamleyi yapan, ilk adımı atan mı kazanır?" diye sormuştum tüm masumiyetimle. Daha yeni yeni oynamaya başladığım zamanlardı. O ise bu soruma küçük bir tebessümle yaklaşmıştı. "Hayır Bade, eğer öyle olsaydı satrançı satranç yapan bir şey olmazdı." demişti. Kaşlarımı çatıp, "Nasıl yani?" diye sormuştum.

BADEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin