Selaam
Bu bölüm, Bade ve Pamir'in lise anılarını anlatmakta. Bölümün tamamı anıdan bahsedecek. Biraz kısa bir bölüm oldu ama sorun olarak göreceğinizi düşünmüyorum.
19. Bölümde kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Sizi seviyorum, keyifli okumalar!
ÖNEMLİ!
Bu bölüm, kitap henüz final yaptıktan sonra düzenlenecektir.❤️🔥
Bu kitapta geçen; kişi, yer, olay, zaman, kurul ve kurumlar olmak üzere hepsi birer kurgudan ibarettir. Hepsi birer hayal ürünü olmakla birlikte, gerçekliği yansıtmamaktadır.
Bölğm şarkıları;
Uzaktan - Göksel
Unuttun mu beni - Sezen Aksu
Kolay Değildir - Duman"Bir şey var, adını koyamadığım
kırılmaktan öte, parçalanmak gibi
toparlamaya çalıştıkça, dağılıyor,
dağılıyorum, bir şeyler var
halledemiyorum."~Turgut Uyar
🩶
Sene 2014, Bade Duman
Birgün gelir, o gün belki de düşündüğümün aksine, gördüklerimin aksine harika bir gün olurdu. Daha dayanıklı, daha başarılı, daha güzel bir kadın olurdum belki o gün. O gün geldiğimde kendime bir söz verdim; o gün geldiğinde Pamir yine yanımda olmalıydı, olacaktı.
Gözlerim tek kişilik yatağımın hemen yanındaki dijital saatle buluştu. Saat; 5:47'yi gösteriyordu. Bugün onuncu sınıfın ilk haftasıydı. Gömleğimin altından kırmızı kıravatımı geçirdim ve hafif bol duracak şekilde bağladıktan sonra Eylül'ün başlarından beri soğumaya başlayan havaya karşılık üzerime siyah hırkamı almıştım.
Ve tabi, kollarımdaki kesik ve darbe izlerini göstermekten kaçındığım içindi de bu.
Doğal uzun sarı saçlarımı salık bıraktıktan sonra sadece yazın bir restoranın kafesinde tam zamanlı çalışarak aldığım maaş dolayısıyla satın aldığım saçlarımın kaparmaması için krem sürdüm. Göz altlarımı da nemlendirdimten sonra portakal kokulu parfümümden sadece iki fıs sıkıp odamın kapısını sessizce açtım. Her seferinde çıkardığı gıcırtılı ses içimden kapıya şiddetli küfürler savurmama neden olsa da parmak uçlarımda koridora doğru sessizce yürüdüm.
Her defasında bir uyanış, şafak sökerken bir kavga daha demekti. Ve ben, bir kavga daha kaldıramayacak kadar yorgundum. Göz altı torbalarım bunu zaten bas bas bağırırken daha sessiz olmaya çalışarak koridordan saparak mutfağa ilerledim ve kattle'a suyu doldurduktan sonra suyun kaymasını beklerken en sevdiğim kupama iki tatlı kaşığı nescafe koyduktan sonra kupayla bakışmaya başladım.
Pamir almıştı.
Sadeliği sevdiğimi bilirdi. Koyu gri bir kupaydı. İçi beyazdı. Dışında ise sadece küçücük bir 'B' yazıyordu ama yazı stili bile o kadar güzeldi ki, belki başka biri bunu salak ve basit bulabilirken günde en az üç kez bu bardaktan kahve içiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BADEM
RomanceAilevi sorunları yüzünden Eskişehir'den ayrılıp, on dokuz yaşında Fransa'ya taşınan Bade, hayatı boyunca unutamadığı çocukluk aşkı tarafından izlere kapılır. Onu bulmak ister. Bunun için ne kadar çok çabalasa da en sonunda umudunu kaybeder. İlgilend...