❝FİNAL❞

29 9 1
                                    

"Ben bu bara adamımı dahi atmam!" diyerek isyan ettim. Yavuz barda bir kaç arkadaşıyla işinin olduğunu beş dakika sonra gideceğimizi söylese bile onu dinlemeyerek eve gitmek istediğimi söylemiştim. Eve tek başıma gideceğimi duyan Yavuz elbette gitmeme izin vermeyerek onu beklememi istemişti. Yavuz en sonunda benimle inatlaşmayı keserek bardan içeriye girdi ve beni dışarıda bıraktı. Somsoğuk hava elbisemin içerisinden bedenime ulaşıyor ve kanımı donduracak kadar soğutuyordu. Kollarımı bedenime bağlayarak, "Hadi Yavuz!" diye mırıldandım. Bu bar pek tekin görünmediği için kendimi huzursuz hissediyordum. 

Alkol illetini geçtim ama Yavuz için en büyük sorun uyuşturucuydu. Ve Yavuz uyuşturucu kullanıyordu. Uyuşturucuyu bırakmak istediğini söylese bile bu o kadar kolay değildi. İradesine hakim olup kendisini alkol ve uyuşturucudan uzak tutmalıydı. Bu yolda onun yanında olup yardım edeceğimi söylemiştim ama nasıl yardım edeceğimide bilemiyordum doğrusu.

Yavuz'un madde bağımlılığını düşünürken aklıma gelenlerle kaşlarımı kaldırarak, "Bir dakika bir dakika!" diye fısıldadım. Anında kollarımı bedenimden çözerek, "Bu barda paket paket uyuşturucu satılıyorsa ve Yavuz da bu bara kadınlarla yiyişmeye gitmediğine eminsek..." Yavuz uyuşturucu satın almaya gitmişti!

Anında bardan içeriye girebilmek adına merdivenlere depar etmıştım ki kapının önünde duran dev korumalarla durmak zorunda kaldım. 

"Benim içeriye girmem gerekiyor lütfen izin verir misiniz?" diye sordum yüzlerine dahi bakamazken. Ayaklarıma bakıyor ve izin vermelerini bekliyordum. Korumalardan biri bir adım öne çıkarak, "Senin gibi birileri için buralar pek tekin değildir güzelim." deyip sağ eliyle omzumdan aşağıya salının saçlarımı parmağına doladığında gözlerimi kocaman açarak anında ellerinden saçlarımı kurtardım. Ardından, "Sapıklar!" deyip tam gidecektim ki diğer korumanında kolumu tutmasıyla durmak zorunda kaldım.

"Madem buraya girmek istiyorsun ilk önce bizi eğlendirmelisin." deyip iğrenç iğrenç gülen korumaya iğrenen bakışlarla bakarak kolunu ittirmeye çalışırken neredeyse ağlayacaktım. Gözlerim çoktan dolmaya başlamışken kendimi onlardan uzak tutmak istiyordum. İkiside kolumu tutarak beni bardan içeriye girmeye zorlarlarken dudaklarımdan feryat eden tek kelime, "Yavuz!" du. Yavuz dememle birlikte bir anda ikiside kolumu bırakarak, "Yavuz Alp Demir'i tanıyor musun?" diye sordular. Kolumu bırakmalarıyla birlikte anında bir kaç adım geriye doğru giderek onlardan uzaklaştım. Ardından, "Elbette tanıyorum pis sapıklar! Sizi ona söyleyeceğim. Sevgilisine sulanmak neymiş öğreneceksiniz!" deyip işaret parmağımı onlara doğru sallarken ikisininde beti benzi atmıştı. Buraya gelen bir müşteriden neden bu kadar çok korktuklarını anlamamıştım doğrusu.

Kendimi pis sapıklara Yavuz'un sevgilisi diye tanıtmamın tek nedeni daha fazla korkmalarıydı. Yavuz'dan korktukları belliydi hele de Yavuz'un sevgilisine tecavüz etmeye kalkışmaları onlar için ölüm gibi bir şeydi.

"Hanımefendi lütfen Yavuz beye bu yaptıkarımızı söylemeyesin. Ettik biz bir hata sen etme." diyerek yalvarmaya başladıklarında bile onları dinlemedim ve, "Yavuz'a yalvarırsınız artık." deyip bardan içeriye girdim.

Bar az öncekine göre biraz daha iyi kokuyorken en azından nefes alabildiğime şükrettim. Gözlerim bir tek Yavuz'u ararken barmenlerden birinin yanına doğru ilerledim. Yabancılarla konuşmak istemiyordum ama başka bir seçeneğimde yoktu doğrusu. Bu yüzden, "Merhaba, Yavuz Alp Demir beyefendiyi tanıyor musunuz acaba?" diye sordum ilk başta. Barmen çocuk anında kafasını sallayarak, "Evet tanıyorum onumu arıyordunuz?" diye sordu. Olumlu anlamda kafamı sallayarak, "Evet ama," deyip etrafıma göz ucuyla baktım. Ardından, "Bulamadım maalesef... Bana Yavuz'un nerede olduğunu gösterebilir misiniz?" diye sordum. Barmen ilk başta söylemeyecek gibi olsada arkamda birisiyle gözgöze gelmiş olacakki anında aşağı katı göstermişti.

GEÇMİŞ Mİ GELECEK (𝐓𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin